Tel Rıfatlılar Türkiye’den Yardım İstiyor

Terör örgütü YPG/PKK’nın Afrin’den yayılarak işgal ettiği Tel Rıfat ilçesinden Azez’e sığınan siviller ve yetkililer, Tel Rıfat’ın da terörden arındırılmasını istiyor.

Terör örgütü YPG/PKK'nın Afrin’den yayılarak işgal ettiği Tel Rıfat ilçesinden Azez’e sığınan siviller ve yetkililer, yüzbinlerce sivilin evlerine dönüşü ve Fırat Kalkanı bölgesinin de güvenliğinin sağlanması için Tel Rıfat’ın da terörden arındırılmasını istiyor.

Azez’de faaliyetlerini sürdüren Tel Rıfat yerel meclisi başkanı Mahmut Allito, “PKK 2016’da bölgeyi ele geçirdi. 50’den fazla köy PKK’nın saldırıları sonucu işgal edildi. Yoğun saldırılar sonucu aileler, Türkiye sınırına göç etmek zorunda kaldı. Terör örgütü Tel Rıfat’ı ele geçirdi. Bölgeden yaklaşık 250 bin sivil göç etmek zorunda kaldı.” dedi.

Allito, bölgenin önemine dikkati çekerek, şunları anlattı:

“Tel Rıfat çok önemli bir yer. Tel Rıfat, ülkenin kuzeyinde başlayan gösterilerin başkentiydi. Verimli topraklara sahip. Rejim bölgelerine sınırı olan bir yer. Teröristler bölgeyi ele geçirdi. İnsanların mahsullerine el koydu. Bölgedeki iş yerlerini, tesisleri boşaltıp Afrin ilçe merkezine taşıdı. İlçe ayrılıkçılar için çok önemli. Burası onların Türkiye-Suriye sınırında bir devlet kurma hayalleri için çok önemli.”

TEL RIFAT’IN ALINMASI BÖLGENİN İSTİKRARI İÇİN ÖNEMLİ

Azez’e sığınan Tel Rıfatlıların durumuna ilişkin Allito, “Tel Rıfatlı siviller PKK hükmünde yaşamaktansa çadırlarda kalmayı tercih etti. Çadır kentteki sivillerin durumu çok kötü. Kullanım süresi dolmuş çadırlarda yaşamaya devam ediyorlar.” diye konuştu.

Allito, “Rejim güçleri Tel Rıfat’ı ele geçirirse, Fırat Kalkanı Harekatı bölgesi tehdit altına alınmış olacak. Tel Rıfat'ın alınması Fırat Kalkanı Bölgesi'nin istikrarı için önemli.” dedi.

Yerel meclis başkanı, bölgedeki tüm sorunların çözümünün YPG/PKK’nın Tel Rıfat’tan çıkarılması ve sivillerin evlerine dönmesiyle mümkün olacağını vurguladı.

Allito, Tel Rıfatlıların Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatında çok sayıda şehit verdiğini belirterek, “Şehitlerimiz sadece kendi bölgelerini değil, buraları da (Azez ve çevresi) korumaya çalışıyordu. Onlar, ruhlarını ülkeleri ve toprakları için feda etti. ÖSO ve Türk kardeşlerimizin operasyonlarını devam ettirip terör örgütü PKK tarafından işgal edilen Tel Rıfat ve çevresini kurtarmalarını temenni ediyoruz.” diye konuştu.

“ALLAH’IN İZNİ VE KARDEŞİMİZ TÜRKİYE SAYESİNDE TEL RIFAT’A DÖNECEĞİZ”

Tel Rıfat askeri meclisinde siyasi büro başkanı Beşir Allito da, yaklaşık 2 yıl önce evlerinden edildikten sonra, Azez bölgesinde Tel Rıfatlılardan oluşan bir askeri meclis kurduklarını söyledi.

Beşir Allito, “Tel Rıfat ilçesi devrime katılan ilk bölgelerden biri. Burası zulme karşı ayaklandı. Dolayısıyla rejim, özellikle burayı hedef alıyordu. Bu emeline terör örgütü PKK ve Rusya'nın saldırıları sayesinde ulaştı.” ifadelerini kullandı.

Tel Rıfat bölgesinin DEAŞ ve rejimden kaçan sivilleri de barındırdığını hatırlatan Allito, “DEAŞ ve rejim bölgelerinden gelmişlerdi. İlçe ve çevresindeki onlarca köydeki siviller şu an mülteci kamplarında. Durumları çok kötü. Rejim güçleri Tel Rıfat’ı düşman olarak görüyor. Allah’ın izni ve kardeşimiz Türkiye sayesinde Tel Rıfat'a döneceğiz. Tel Rıfat'a dönme ümidi her zaman var.” diye konuştu.

Askeri meclis başkanı Allito, “Türkiye, bölgenin istikrarı, ayrılıkçı teröristlerin temizlenmesi ve insanların evlerine yeniden dönmesine önem veriyor.” dedi.

Topraklarının kurtarılmasından sonra sivillerin evlerine dönecekleri gün için şimdiden hazırlık yaptıklarını aktaran Allito, şunları paylaştı:

“Yerel ve askeri meclisler, Tel Rıfatlıların evlerine dönmesi halinde gerekli tüm hazırlıkları yapıyor. Planımız dahilinde insanların güvenliği sağlanacak. Tel Rıfat halkının evlerine dönmesinden önce, bölgedeki mayınları ve tuzaklarını temizleyecek bir ekip kurduk. Ayrıca yerel meclis de hizmet verebilmek için bir dizi plan hazırladı. Su, elektrik, temizlik ve yol açma çalışmaları için şimdiden planları hazır.”

“ÖRGÜT, BÖLGEDEKİ SİVİLLERE AİT HER ŞEYİ YAĞMALAMIŞ”

Allito, YPG/PKK’nın bölgede yağma yaptığına dair bilgilerin doğru olduğunu vurgulayarak, “Örgüt, bölgedeki sivillere ait her şeyi yağmalamış. Afrin ilçe merkezinin alınmasının ardından Tel Rıfat’ta yağmalanan bazı iş yerlerinin malzemeleri, örgütün depolarında çıktı. Ayrıca sivillere ait evlerdeki eşyalar çalınmış. Dolayısıyla insanlar evlerine döndükten sonra evlerini bomboş görecek. Kamplarda olduğu gibi hayatlarına sıfırdan başlamak zorunda kalacak.” ifadelerini kullandı.

“TEK HAYALİMİZ TEL RIFAT’A YENİDEN DÖNMEK”

YPG/PKK işgali sonrası Tel Rıfat'tan ayrılmak zorunda kalan sivillerden Cevdet Dırbes de, “PKK bizi Tel Rıfat’tan göç ettirdi. 2 yıldır kamplardayız. Çadırlar artık yetersiz. Durum çok kötü. ÖSO ve Türk ordusuna teşekkür ederiz. Belki bizleri yeniden evlerimize döndürürler. Tek hayalimiz Tel Rıfat’a yeniden dönmek.” dedi.

“EVLERİMİZE DÖNMEK İSTİYORUZ”

Tel Rıfatlı Abdurrahman Ebu Ali de kaldıkları çadırlarda yaz ve kış mevsimlerinde çok zor durumda olduklarını hatırlatarak, “Biz yardım filan istemiyoruz. Evlerimize dönmek istiyoruz. 3. yıla giriyoruz artık. Türk ordusundan Zeytin Dalı'nı sürdürmesini istiyoruz, evlerimize geri dönmek istiyoruz.” diye konuştu.

Tel Rıfatlılar, YPG/PKK’nın Şubat 2016’da işgalinden sonra Fırat Kalkanı bölgesine komşu, muhaliflerin kontrolünde bulunan Azez ilçesine sığınmıştı. Terör örgütü, işgalden sonra Tel Rıfat’a Afrin’den getirdiği aileleri yerleştirmeye başlamıştı. Halihazırda ilçede 15-20 bin civarı Kürt ve Arap yaşıyor. Ancak bunların yalnızca 800 kadarı Tel Rıfat’ın yerlisi olan Araplardan oluşuyor.

Zeytin Dalı Harekatı’na katılan ÖSO gruplarında çok sayıda Tel Rıfatlı bulunuyor. Zeytin Dalı Harekatı'nda Tel Rıfat’a bağlı Meryemeyn, Kefer Mez, Şavarighat el Caviz ve Anab köyleri gibi bazı yerleşimler teröristlerden kurtarılmıştı. Şeale köyünü ise harekattan cesaret alan ve daha önce Bab’a sığınan köylüler kendi imkanlarıyla geri almıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün AK Parti Trabzon 6. Olağan İl Kongresi’de yaptığı konuşmada, “İnşallah kısa sürede Tel Rıfat’ı da kontrol altına alarak, bu harekatı hedefine ulaştıracağız.” demişti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.