Teheccüd Namazının Fazileti Nedir?

Teheccüd namazının fazileti ve önemi nedir? Teheccüd namazının fazileti ile ilgili hadis-i şerifler.

Teheccüd namazı, yatsı namazı ile fecir arasında kılınan gece namazıdır.

TEHECCÜD NAMAZININ FAZİLETİNE DAİR HADİSLER

Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Her kim geceleyin uyanır, ailesini de uyandırır ve iki rek'at namaz kılarlarsa, Allah’ı çok zikreden erkekler ile kadınlardan yazılır.” (Ebû Dâvûd, Tefrî‘u ebvâbi’l-vitr, 13 [1451]; Tatavvu‘, 18 [1309]). Başka bir hadiste de;

“Farz namazlardan sonra en faziletli namaz gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202-203 [1163]) buyrulmuş olması, gece kılınan nâfile namazların gündüz kılınanlardan faziletli olduğuna işaret etmektedir. (Diyanet)

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, mânevî terakkînin en mühim vâsıtalarından biri olan teheccüdün bütün ümmeti tarafından hassâsiyetle edâ edilmesini istemiştir. Bu husustaki telkinlerine öncelikle yakınlarından başlamış ve bir gece Hazret-i Ali ile Fâtımâ’nın kapısını çalarak:

“–Namaz kılmayacak mısınız?” buyurmuş,[1] gecenin mânevî feyzinden istifâde etmelerini ısrarla tavsiye etmiştir.

Diğer ashâbına da:

“Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o, sizden önceki sâlih kimselerin âdetidir. Yine o; Rabbiniz’e yakınlıktır, kötülüklere kefârettir (onların örtülmesine vesîle olur) ve günahlardan alıkoyar.” (Tirmizî, Deavât, 101/3549) buyurarak onları seherlerde uyanık olmaya dâvet etmiştir. (Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yay.)

Dipnot:

[1]. Buhârî, Teheccüd, 5.

İslam ve İhsan

TEHECCÜD NEDİR?

Teheccüd Nedir?

TEHECCÜD NAMAZINA KALKINCA OKUNACAK DUA

Teheccüd Namazına Kalkınca Okunacak Dua

GECE İBÂDETİ İLE İLGİLİ ÖRNEKLER

Gece İbâdeti ile İlgili Örnekler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.