Tarihin En Büyük Salgın Hastalıkları

Tarihteki en ölümcül salgın hastalıklar neden ortaya çıktı ve nasıl sona erdi? İşte insanlık tarihinin seyrini değiştiren salgın hastalıklar.

Dünyada 1900 yılının başından bu yana yaşanan yaklaşık yüz salgın hastalık tahmini olarak 110 milyondan fazla insanın ölümüne sebep oldu.

Tarih boyunca yaşanan salgın hastalıklar özellikle Avrupa nüfusunu önemli ölçüde azaltarak kıta tarihine etki etti.

İNSANLIK TARİHİNİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREN 11 SALGIN HASTALIK

1. Koronavirüs veya COVID-19 (2019 – günümüz)

2. Ebola (2014-2016)

3. Domuz Gribi veya H1N1 (2009-2010)

4. SARS (2002-2003)

5. HIV / AIDS (1981 – günümüz)

6. Hong Kong Gribi veya H3N2 (1968-1970)

7. İspanyol Gribi veya H1N1 (1918-1919)

8. Kolera (1817-1823)

9. Çiçek hastalığı (15. – 17. yüzyıllar)

10. Kara Ölüm (1347-1351)

11. Jüstinyen Vebası (MS 541-750)

KOVİD-19’DA EN ÇOK KAYIP VEREN KITA

Bugün yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında Amerika kıtasıyla en fazla kayıp veren kıta olan Avrupa, geçmişteki salgınlardan da fazlasıyla nasibini aldı.

Kovid-19 ölüm ve vaka sayılarına bakıldığında Avrupa’dan 4 ülke ilk 10’da yer alırken 1300’lerin ortalarında 10 yıl boyunca kıtayı kasıp kavuran veba salgınının Avrupa nüfusunun yüzde 30’u ila 60’ının ölümüne sebep olduğu tahmin ediliyor.

Küçük ve büyük çaplı salgın hastalıklar ise 1900’lerin başından bu yana dünyanın çeşitli bölgelerinde 110 milyondan fazla can alırken tarihte görülen en büyük salgınların başında veba ve İspanyol gribi geliyor.

İNGİLİZCEDE SALGIN VE VEBA AYNI KELİME

Bugün İngilizce’de veba anlamına gelen “Plague” kelimesi aynı zamanda salgın hastalık anlamına geliyor. Vebaya yakalananların vücudunun karardığı ve ortaya çıktığı 14. yüzyılda tedavisi bulunmadığı için bu hastalık Kara Ölüm olarak anılıyor.

Çin’de ortaya çıkan ve Moğol istilacıların vebalı cesetleri mancınıklarla kuşattıkları kalelere atması sonucu Avrupa’ya yayılan hastalığın sadece bu kıtada 10 yılda 75 milyona yakın can aldığı tahmin ediliyor.

Vebanın dünya genelinde ise 200 milyon insanın ölümüne sebep olduğu düşünülürken Avrupa’da 1700’lere kadar çeşitli dönemlerde veba salgınları yaşandı.

Bunlar arasında en önemlisi ise Londra’da 1665 yılında ortaya çıktı. Sadece bir yılda yaklaşık 100 bin can alan hastalık o dönemde Londra nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini yok etti.

ÇİÇEK HASTALIĞI KIZILDERİLİLERİN SONU OLDU

Dünyada vebadan sonra en çok ölüme sebep olan salgın hastalığın ise çiçek hastalığı olduğu tahmin ediliyor. Tarihin çeşitli dönemlerinde Asya ve Avrupa’da yüz binlerce insanın ölümüne neden olan hastalık, 18. yüzyılda Avrupa’da yılda 400 bine yakın can alırken sadece İsveç’te doğan çocukların yüzde 10’unun çiçek hastalığından öldüğü biliniyor.

Dünya genelinde 25 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olduğu düşünülen hastalık aynı zamanda Amerika kıtasının keşfedilmesiyle bu hastalığa bağışıklığı olmayan Kızılderililerin de yok olma sebeplerinin başında geliyor.

Amerika kıtasında Avrupalılarla temas eden Kızılderililerin yüzde 90’ının ölümüne sebep olan çiçek hastalığı, Avustralya’nın keşfedilmesiyle buradaki yerli halkın da başlıca ölüm sebepleri arasında yerini aldı.

İSPANYOL GRİBİNİN ETKİSİ YIKICI OLDU

İspanyol gribi, aslında ilk olarak ABD’de tespit edilmiş olmasına rağmen bu ismi, Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız olan İspanya medyasında salgınla ilgili hastalıkların sık yer bulmasından ve İspanyol Kralı’nın da bu hastalığa yakalanmasından alıyor.

Dünya tarihinin en büyük salgınları arasında sayılan İspanyol gribi, 1918-1920 yılları arasında 18 ay boyunca etkisini gösterdi ve dünya genelinde 50 milyona yakın insanın ölümüne sebep oldu.

Salgın nedeniyle Fiji Adası’nın yüzde 14’ü iki hafta içinde hayatını kaybederken aralarında Max Weber ve Gustav Klimt’in de bulunduğu birçok tanınmış isim hastalığa yakalandı.

1 MİLYONDAN FAZLA CAN ALAN KOLERA, YEMEN’DE HALA ETKİSİNİ SÜRDÜRÜYOR

Tedavisi bugün çok basit olan koleranın da 1817’den bu yana dünya genelinde 1 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olduğu düşünülüyor.

İlk olarak 1817’de Hindistan’da ortaya çıkan hastalık, bugüne kadar 10 dalga yaşasa da ilk 6 dalgada 1 milyona yakın can aldı. Balkan Savaşları sırasında Osmanlı askerlerine de bulaşan hastalık bağırsak yollarında ortaya çıkıyor.

Türkiye’de son olarak 1970’lerde can alan hastalık bugün Yemen’de hala ölümlere neden oluyor. Ülkede 2016’da başlayan salgının 3 binden fazla kişinin yaşamına mal olduğu tahmin ediliyor.

SON SALGIN 550 BİNDEN FAZLA CAN ALDI

Dünya, 2019’un son günlerinde Çin’in Vuhan kentinde çıkan yeni bir hastalıkla yeniden küresel salgın gerçeğiyle tekrar yüzleşti. Solunumu güçleştirerek ölüme sebep olan bulaşıcı Kovid-19, dünyaya hızla yayıldı ve bugüne kadar 550 binden fazla insanın ölümüne sebep oldu.

Salgının yayılmasını önlemek amacıyla sınırların kapatıldığı, sosyal ve ticari hayatın durdurulduğu dünyada 12 milyonu aşkın insan virüse yakalandı.

Amerika ve Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada etkili olan virüsün tedavisi veya aşısı henüz bulunamadı.

HIV 40 YILDA 35 MİLYON CAN ALDI

Bağışıklık sistemini çökerterek insan vücudunun hastalıklara karşı dirençsiz hale getiren HIV virüsü ve son evresi olan AIDS, ilk olarak 1981’de ABD’nin New York ve California eyaletlerinde ortaya çıktı.

Bugüne kadar yaklaşık 35 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden olan virüsün kan yoluyla, cinsel yolla veya virüs pozitif anneden bebeğe geçtiği biliniyor.

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programının (UNAIDS) yayımladığı rapora göre, 2019 itibarıyla dünyada toplam 38 milyon kişinin HIV taşıdığı ifade edilirken virüsün şempanzelerdeki bağışıklık sistemi hastalığına sebep olan SIV virüsüne benzerliği dikkati çekiyor.

Bilim adamları HIV’nin, Afrika’da eti için öldürülen şempanzelerden insanlara bulaşmış olma ihtimali üzerinde duruyor.

11 YILDA 200 BİN İNSAN DOMUZ GRİBİ NEDENİYLE ÖLDÜ

Domuz gribi olarak bilinen ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “Geniş çaplı salgın” olarak tanımlanan “İnfluenza H1N1”, insanlarda ağır atlatılan bir grip olarak önce Meksika ve ABD’de ortaya çıktı.

Bilim insanları tarafından insanlarda görülen grip ile domuz ve kuşlarda görülen grip hastalığının karışımı olarak nitelendirilen hastalığın 2009’da salgına neden olmasıyla dünyada 200 bin insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.

EBOLAYA YAKALANANLARIN ÖLÜM ORANI YÜZDE 50 İLA 90 ARASINDA

Oldukça bulaşıcı ve öldürücü olan Ebola ilk kez 1976’da Orta Afrika’da ortaya çıktı. Adını Afrika’daki bir nehirden alan Ebola DSÖ verilerine göre hastalığın görüldüğü ilk yıl olan 1976’da Kongo’da 318 ve Sudan’da 284 kişiye bulaştı.

Bugüne kadar farklı dönemlerde ve farklı ülkelerde birçok kez yeniden ortaya çıkan virüsün, 11 bin kişinin ölümüne neden olduğuna inanılıyor.

Kan ve cinsel yolla bulaşan virüsten kurtulanların dahi iki ay sonra bile hastalığı yaydığı hastalıkla ilgili bilgiler arasında yer alırken bu hastalığın da domuz ve yarasa gibi hayvanlar aracılığıyla insanlara bulaştığı düşünülüyor.

İlk ortaya çıktığı günden bu yana Afrika’da 1400’ün üzerinde can alan virüs yüzde 50 ila 90 oranında ölüme neden olurken kesin bir tedavi ise hala bulunabilmiş değil.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

SALGIN HASTALIKLARLA İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Salgın Hastalıklarla İlgili Ayet ve Hadisler

PEYGAMBER EFENDİMİZİN (S.A.V) SALGIN HASTALIKLARA KARŞI TAVSİYESİ

Peygamber Efendimizin (s.a.v) Salgın Hastalıklara Karşı Tavsiyesi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.