zulüm

Zamanı Doğru Okumak Nasıl Olur?

İslâm’ı ihsân kalitesinde yaşama disiplini diyebileceğimiz tasavvufî terbiyede “içinde yaşanılan ân”ın farkında olmak, büyük bir önem taşır. Bu irfân ocaklarının en büyük hedeflerinden birisi, hiç şüphesiz kişiyi gafletten, ihmâlden, ertelemekten, bilinçsiz ve şuursuz bir hayat anlayışından korumak ve basiret üzere diri bir kulluk kıvamına ulaştırmaktır. Yeni tabirle “farkındalık düzeyi yüksek” hassas bir kişilik kalitesi kazandırmaktır.

Bu Nasıl Devr-i Tezat?

Yüzakı Dergisi 146. sayısında "BU NASIL BİR DEVR-İ TEZAT; AMAN EY FAHR-İ KÂİNAT!.." kapağıyla çıktı.

Mazlûmun Ahı Çetindir

Cenâb-ı Hakk’ın adâleti ve mazlumların duâsını kabul etmekteki hakkāniyetini bilen bir kişi, en küçük bir haksızlık yapmaktan dahî çok büyük bir endişe duymalıdır. İnsanların birbirlerine en çok zulm ettiği bu dönemde insanların en çok ihtiyaç duyduğu "adalet" mazlumun ahı ile elbet yerini bulur ve mazlumun ahı elbet çok çetindir...

Allah Sineği Niçin Yarattı?

Halîfe Me’mûn ile Basralılar’ın şeyhi Ebû Hüzeyl arasında geçtiği söylenen hikayede Allah'ın sineği niçin yarattığı anlatılıyor.

Arakanlı Müslümanlar Sığınacak Liman Arıyor

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından "dünyada en fazla zulüm gören topluluk" olarak tanımlanan Arakanlı Müslümanlara yönelik, Myanmar askerlerinin saldırıları ekim ayından beri yoğun şekilde devam ediyor.

Myanmar Ordusu Müslüman Evlerine Bomba Yağdırdı

Arakanlı Müslümanların yaşadığı köyler, savaş helikopterleriyle vuruldu. Saldırılarda 28 kişi hayatını kaybetti. Uydu görüntüleri, 430 evin yakıldığını gösteriyor.

Musul'da Daeş Zulmü

Irak'ta Musul'u terör örgütü DAEŞ'ten kurtarma operasyonu kapsamında, stratejik El-Kayyara kasabası etrafındaki çatışmalar hız kazanırken bölgedeki sivillerin acil yardıma ihtiyacı olduğu belirtildi.

Kendini Fethetme Kılavuzu

Fetih süreci, tövbe ile başlayan, Hakka yönelişle devam eden, itaat ve takvâ ile başarıya ulaşan bir süreçtir. Rabbimiz, kendini arıtma ve arındırma ameliyesine soyunanların kurtuluşa ereceklerini ve fakat böyle bir yola girmeyip de nefsini kendi haline terkedenlerin ise kaybedeceklerini haber verir.

Kendini Fethedenler Mekke'yi Fethederler

Kendimize bakmalıyız. Kişiliğimizin hangi alanında nasıl bir işgal var, onu görmeliyiz. Hesaba çekilmeden önce kendi kendimizi hesaba çekmeliyiz. Bütün zamanların Mekke’lerinin içinden Medineler çıkar, Mekke’yi aşanlar Mekke’yi fethederler. Kendini fethedenler Mekke’yi fethederler.

Büyük Güçler Savaşmaz Silah Verip Savaştırır!

Suriyeli alim Cevdet Said, "Dünyada kötüler dışında savaşı yöntem olarak kullanan insan kalmamıştır. Onun için büyük güçleri birbirleri ile savaşmaz, hep küçükleri birbirleri ile savaştırırlar" dedi.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.