zengin

Allah İnsanları Neden Muhtaç Yarattı?

Cenâb-ı Hak, insanları birbirine muhtaç bir hâlde yaratmıştır. Toplumda güçlüler-kuvvetliler olduğu gibi; zayıflar, sakatlar ve muhtaçlar da dâimâ mevcut olacaktır. Kendimize sormalıyız: “Cenâb-ı Hak bu insanları niye muhtaç olarak yarattı?” Cevabıysa mâlum...

İki Farklı Nimet: Zenginlik ve Fakirlik

Zenginlik, Aziz ve Celil olan Allah’ın sevgisine bağlanmak ve bu sevgi ile bütünleşmektir. Fakirlik ise, Allahü Teâlâ’dan uzaklaşmak ve kendini ondan gayrı varlıklarla zengin saymaktır. İki halde de Allah'ın yolunda olmak mümkün...

Böyle Zenginlik Olur mu?

Zengin olan kimse ölçüsünü kaçırıp da sırf para kazanmak kastı ile evine, ailesinin yanına muntazam bir surette güler bir yüzle gelemiyor ve terbiyesi ile meşgul olması icab eden yavruları ile yakından meşgul olamıyor ise bu ne biçim zenginliktir?

Osmanlı'yı Yıkan Güç!

Sultan II. Abdülhamid Han, Hareket Ordusu'nun İstanbul'a gelerek kendisini tahttan indirmesinin ardından İttihat ve Terakkî’nin yaptığı yağma, zulüm, haksızlık ve benzeri aşırı derecede menfaatperestliğini görenler “ne bekledik, ne bulduk” dercesine yaşadıklarını anlatarak bir dönemin menfi hasletlerini âdeta dile getirmişlerdir. 

"bu Yol Beni Allah'a Kavuşturacak"

Ömer Faruk Karabucak Efendi, azimetle amel eden bir dervişti. Anlattıklarıyla yola nasıl bir bağlılıkla bağlandığını ve aynı zamanda nasıl bir gayret sahibi olduğunu göreceksiniz. Prensiplerinden taviz vermezdi. Hasbiydi, aksiyonerdi. Görüştüğümüzde 80’lerini devirmişti ama bir genç gibi heyecanlıydı... Faruk Efendi ile vefat etmeden önce yapılan uzun söyleşiden bazı bölümleri sizler için alıntılıyoruz.

Tek Koluyla Okula Başladı

Ordu'da doğuştan sağ kolu ve bacakları olmayan, bütün işlerini sol koluyla yapan 8 yaşındaki Yaren, yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla ders başı yaptı. Yaren'in bu haliyle okula başlıyor olması hem var olan nimetlere şükrümüzü hem de okumaya olan azmimizi perçinliyor.

Allah Dostlarının Esrarengiz Hac Hatıraları

Hac, zengin ve gitme imkânı bulmuş mü’minlerin ömürlerinde en az bir kez gitmeleri farz olan bir ibâdet… Ancak Allah dostları, haccı da diğer ibadetler gibi büyük bir îman coşkusuyla yaşamışlar ve fırsat buldukça mânen istifade etmek gâyesiyle sık sık hac ve umreye gitmişlerdir.

Zengin Olup Da Dindar Kalmak Mümkün mü?

Dindarlar genelde fakirlikten zenginliğe geçtikçe dinle irtibatları azalıyor. Bu maraza karşı ne yapmalı? Zengin olup da huzurlu bir hayat sürmek nasıl mümkün olabilir?

Zengin Müslümanlar Parasını Nasıl Harcamalı?

Zengin Müslümanların para harcama ölçüsü nasıl olmalıdır?

İnsanı Sömürmeyen Tek Sistem; İslam

Kapitalizm ve Komünizm gibi şer akımlarının hayat ve iktisat anlayışıyla İslam'ın hayat ve iktisat anlayışı arasındaki fark nedir?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.