ümmet

Hesapsız Cennete Girecek Olanlar

Allah’a güveni tam olan, yetmiş bin kişinin hesapsız-azapsız cennete gireceği rivayet edilmektedir. 

Peygamberimizin Ümmete Bıraktığı Görev

“Ümmet’in risâleti” ifadesi, Hz. Peygamber’in, elçilik görevinin tabii sonucu olarak “ümmete intikal eden tebliğ görevi” demektir. Konuya ait, Al-i İmran Suresi’ndeki âyetler ümmet-i Muhammed’in hayırlılık sebepleri olarak, bu manadaki risalet yani tebliğ görevine işaret buyurmaktadır. “İçinizden hayra çağıran, iyiliği önerip emreden ve kötülükten sakındıran bir topluluk (“ümmet”) bulunsun. İşte kurtuluşa erecekler onlardır.”

Resulullah’ın Ümmetine Düşkünlüğü

En güzel vârislik, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ümmetine ve mahlukata olan sevgisine varis olmaktır. Kazandığımız güzellikleri, ihsanları ve muhabbeti insanoğluna aksettirmektir. Yani, mirâçtan alınan nur ile dünyayı aydınlatmaya çalışmaktır.

Namaz En Çok Sana Lazım!

Namaz en çok sana lazım evlat! Dua en çok sana lazım. Sanma ki yaşlanınca durulur Allah’ın huzuruna. Sanma ki, eller titremeye başladığında duaya kalkar. Sanma ki, hastaların, ayağı sürçenlerin, yere düşenlerin, ezilenlerin işidir Yaratan’a yönelmek. Sen hele bir bak, namazla buluştuğunda nasıl bir insansın. Yüreğini Rabbine yönelttiğinde içinde nasıl bir yükseliş hissedersin, nasıl bir güçle donanırsın. Nasıl başka insan olursun.

Yemen'de Kolera Artıyor

Yemen'de iki yıldır devam eden savaş nedeniyle ülke içinde yerinden edilmiş yaklaşık 3 milyon kişinin, temiz içme suyu olmaması ve atıkların toplanamaması sonucu hemen her gün koleraya yakalanma riski bulunuyor. Nisan ayından bu yana şüpheli kolera vakası sayısı 700 bini geçti, salgın nedeniyle 2 bin kişi hayatını kaybetti.

2017 Hicri Yılbaşı Ne Zaman?

Hicri Yılbaşı, veya 1 Muharrem (kameri) hicri takvime göre Zilhicce ayının son gecesini Muharrem ayının birinci gününe bağlayan zaman dilimidir. Yani Muharrem ayı, hicrî kamerî yılın birinci ayıdır ve Müslümanlar'ın ibadetlerini ayarladıkları Hicri takvimin de miladıdır. Hicri Yılbaşı bu yıl 21 Eylül 2017 tarihinde kutlanacak.

Tüm Dillere Hitap Eden Ayet

Acaba “Allah'a sarılın” mealindeki Kur'an ayeti Asya'da Avrupa'da, Türkiye'de İran'da, Türkler, Araplar ya da Kürtler nezdinde nasıl anlaşılır? “Allah'a sarılma”nın Türkçesi, Kürtçesi, Arapçası nasıldır?

Hicab Edebilmek De Nasib İşidir

Rasulululah’ın Kur’an’da Allah Teala tarafından çizilen misyonu, bütün zamanlarda hüküm-fermadır. Bunu tartışmak, kalbi bir kayıptır, aşınmadır, yaralanmadır, firedir. Bundan Allah’a sığınmak lazım. Kur’an’dan belli ayetler hıfzedilmeden, düşünülmeden Rasulullah’ın önderliği tartışılamaz. O ayetlere rağmen yürütülen tartışma ise, ayetleri de ıskalayan, yani Kur’an’ı ıskalayan ve kademe kademe İslam’ın kökünü kurutmaya yönelen bir çizgi olur.

Hayırlı Ümmet Olmanın İlk Şartı

Hayırlı bir ümmet olmanın ilk şartı her müslümanın emr-i bi’l-mâruf vazifesini tam manasıyla kavrayıp bir hayat prensibi haline getirmesidir.

Veda Hutbesinin Neresindeyiz?

Peygamber Efendimizin hadislerinde ve özellikle de veda hutbesinde neyi yapmayın dediyse bugün tüm bu günahlar fazlasıyla yapılmaktadır. Müslümanların malları, canları, namusları kolayca heder edilebilmekte, hatta bazı Müslümanlar şüpheli/faizli kaynaklardan elde ettikleri kazançlar ile hayır işleri yapmaya kalkmaktadırlar.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.