allah yolunda infak

Hz. Âişe (r.a.) Sadaka Verdiği Yoksula Neden Dua Ederdi?

Mü’minlerin annelerinden Hz. Âişe validemiz sadaka verdiği yoksula neden dua ederdi?

Allah Yolunda Vermenin, İnfâkta Bulunmanın Önemi

Allah (c.c) yolunda vermenin, infâkta bulunmanın önemi nedir?

İhlâsla Verilen Sadakanın Fazileti

İhlâsla sadaka vermenin / infak etmenin fazileti nedir?

Allah Yolunda İnfak Etmenin Bereketi

Allah (c.c) yolunda sadaka vermenin ve infak etmenin bereketi ve faziletini ortaya koyan hadis...

Allah Yolunda İnfak Etmenin Önemi

Allah yolunda infak etmenin fazileti ve önemi nedir?

İnfak Nedir?

İnfak nedir? İnfak, Allah'ın (cc) hoşnutluğunu kazanma yolunda kendi emeğinden, alın terinden hak sahiplerine (muhtaçlara) vermektir. Peki günümüz müslümanları olarak bu ibadeti ne derecede yerine getiriyoruz? İnfak ederken nelere dikkat etmeliyiz? İnfâkın edep ve adabı nedir? İnfak ile ilgili herşey...

Allah Yolunda Hizmet Etmenin Fazileti

Fahr-i Kâinât Efendimiz; hiçbir zaman bezginlik, yorgunluk, bıkkınlık ve âcizlik göstermedi. Hiç tatil yapmadı. Hiç mola vermedi. «Şu ağacın altında bir müddet dinleneyim, bana gelmeyin!» dediği bir ânı bile olmadı.

Allah Kime Dilerse Ona Kat Kat Verir

Dünya serveti; en yakınlardan başlayıp toplumdaki âcizlere, kimsesizlere, gariplere yardımda bulunmak sûretiyle, vicdan huzûruna ve âhiret saâdetine ermek için kazanılmalıdır. Kazançta niyet bu olursa, dünyevî endişelerin gönüllerde meydana getirdiği katılık, kasvet, buhran ve sıkıntıların yerini tatlı bir huzur ve sükûnet hâli alır. 

Yalnız İki Kişiye Gıpta Edilir

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin yalnız iki kişeye gıpta edilir dediği kişiler kimlerdir? Nasıl vasıflara sahiptirler? Nasıl bir amel ki onları gıpta derecesine getiriyor. İşte yalnız gıpta edilecek iki kişi...

Tebük Seferi İçin İnfak Seferberliği

Yazın sıcağında Bizans’a karşı yapılan Tebük seferi sırasında sahabenin gösterdiği müthiş infak örneği…

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.