Sure İle Dalga Geçen Birine Gülmek Dinden Çıkarır mı?

Sure ile dalga geçen birine gülmek dinden çıkarır mı? Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.

Fil (Elemtera) suresi ile dalga geçen birine güldüm. Dinden çıkmış olur muyum?

Elemtere Suresi, Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan bir suredir; Kur’an’ın bir parçasıdır. Kur’an-ı Kerîm’in bir sûresiyle —hatta bir kelimesiyle, bir harfiyle bile— alay etmek, hafife almak kişiyi dinden ve imandan çıkarır. Allah muhafaza eylesin!

Ancak burada şunu da bilmek gerekir: Bir kimsenin bu derece bir alaya girmesi için, genelde Allah’a inanmıyor ve Kur’an’ın Allah’tan geldiğini kabul etmiyor olması gerekir.

Günümüzde bazı dinsiz, imansız ve cahil kişilerin ağzına doladığı birtakım tekerlemeler vardır. Bu sözleri bir Müslüman farkında olmadan, şuursuzca tekrar edecek olursa, elbette büyük bir günah işlemiş olur. Ancak kişi bu sözün muhtevasına, yani içeriğine ve anlamına inanmadığı hâlde, biri ona “Sen Kur’an’dan bir sûreyle mi dalga geçiyorsun?” diye sorduğunda, “Haşa! Olur mu öyle şey? Farkında olmadan söyledim. Tövbe ederim, estağfirullah.” diyorsa, bu durum onun imanını zedelemez. Fakat bu davranış yine de günah olarak kalır ve tövbe/istiğfar edilmesi gerekir.

Bu bağlamda, söz konusu kardeşimizin tepkisi anlık bir tepki olup, olayın mahiyetini düşünmeden ve nereye varacağını hesaba katmadan verdiği bir karşılık olabilir. Eğer böyleyse, bu sözle dinden çıkmış sayılmaz. Ancak istiğfar etmesi gerekir.

Zira bir yerde Allah’ın ayetleriyle alay ediliyorsa, bir Müslümanın görevi bunu engellemek ve engel olamıyorsa da, “Ben Allah’ın lanetinin indiği bir yerde durmam” diyerek orayı terk etmektir.

Nitekim bu kardeşimiz de bir tepki göstermiş; "çarpılırsın" demiş. Gerçekten de insan, dünyada çarpılma gibi bir şeyin farkına varmayabilir ama ahirette bunun karşılığını çok net görecektir. Hatta dünyada da çarpılabilir. Bu nedenle, bu kardeşimiz bir anlık gafletin mağduru sayılabilir. Bu durumda imanî açıdan bir problem teşkil etmez. Ancak yine de yaptığına tövbe edip Allah’tan af dilemesi gerekir. Zira işlediğimiz her günah için tövbe ve istiğfar etmek kulluğumuzun bir gereğidir.

İslam ve İhsan

GÜNAHLAR İNSANI DİNDEN ÇIKARIR MI?

Günahlar İnsanı Dinden Çıkarır mı?

KUR’AN AYETLERİNDEN BİRİNİ İNKÂR ETMEK İNSANI DİNDEN ÇIKARIR MI?

Kur’an Ayetlerinden Birini İnkâr Etmek İnsanı Dinden Çıkarır mı?

DİNDEN ÇIKARAN SÖZLER VE DAVRANIŞLAR

Dinden Çıkaran Sözler ve Davranışlar

“NAMAZ KILMASAM DA OLUR” DİYEN KİŞİ DİNDEN ÇIKMIŞ MIDIR?

“Namaz Kılmasam da Olur” Diyen Kişi Dinden Çıkmış mıdır?

HADİSLERİ KABUL ETMEYEN DİNDEN ÇIKAR MI?

Hadisleri Kabul Etmeyen Dinden Çıkar mı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.