Sünen-i Ebu Davud

Sünen-i Ebu Davud nedir? Kim tarafından kaleme alınmıştır? İmam Ebu Davud’un “Kişiye bu dört hadis yeter” dediği hadisler hangileridir?

İmam Ebû Dâvûd, Sünen’ini yazdığı ve ezberlediği beşyüzbin hadîs içerisinden seçmiştir. Bu hadis kitabı Sihah-ı Sitte adı verilen altı hadis mecmuası içerisinde kuvvetçe üçüncüdür. İmam Buharî ve Müslim’den sonra en sahih kaynaktır.

KİŞİYE BU DÖRT HADİS YETER

İmam Ebû Dâvud söyle diyor:

– Resûlullah’tan -sallallahu aleyhi ve sellem- rivâyet edilen besyüzbin hadîs yazdım. Onların içerisinden sahih, sahihle benzeyen ve sahihe yakın olanlarından 4800’ünü seçerek bu kitabımda topladım. Hakkında şüphe ve zaaf bulunanları açıkladım, hakkında bir şey söylemediğim hadîsler sahihtirler, insana, dini hususunda bu hadislerden sadece 4 tanesi yeter:

1. Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Ameller niyete bağlıdır. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur. Elde edeceği bir dünya malı veya nikahlayacağı bir kadın için hicret eden kimsenin eline ne için hicret etmiş işe o geçer.»

2. «Kişinin üzerine düşmeyen şeyleri terk etmesi İslâmlığının güzelliğindendir.»

3. «Mü’min kendi için razı olduğuna, mü’min kardeşi için de razı olmadıkça iman etmiş olamaz.»

4. «Helâl açıktır. Haram açıktır. Bunlar arasında şüpheli olan şeyler vardır, insanlardan çoğu onları bilmezler, insanlardan kim şüpheli şeylere düşerse harama düşer, kim de şüpheli şeylerden sakınırsa dinini, ırzını korumuş olur. Koru kenarında koyun otlatan çobanın sürülerinin koruya girmesi ihtimali muhakkak olduğu gibi. Her padişahın bir korusu vardır, Allah Taâlâ’nın korusu da yasaklarıdır. Dikkat ediniz, cesette bir et parçası vardır. O salaha erince bütün cesed salaha erer. O, fesada gidince bütün cesed fesada gider. Dikkat ediniz: O, et parçası da kalptir.»

Sünenli İmam Ebû Dâvud’da mükererlerle birlikte beşbin iki yüz yetmiş dört (5274) hadis vardır. Senedleri aynı olan mükererler çıkarılınca (4800) hadis kalır.

İmam Ebû Dâvud Sünen’ini yazdıktan sonra, hocası mezhep sahibi İmam Ahmed b. Hanbel’e arz eder. İmam Ahmed b. Hanbel gözden geçirdikten sonra Ebû Dâvud’un Sunen’inden el Atirâ hadisini yazar ve kendisini tebrik ve takdir eder.

EBU DAVUD’UN SÜNEN’İNDEKİ HADİSLERİN SAHİHLİĞİ

İmam Ebû Dâvud za’f gördüğü hadis senedinin, sıhhat durumunu ayıklamıştır. Fakat hakkında bir şey söylemediği hadislerin dereceleri hakkında ilim adamları ihtilaf etmişlerdir. Eğer İmam Ebû Dâvud’un hakkında bir şey söylemediği bir hadis Buharî ve Müslim’de rivâyet edilmişse sahihtir. Eğer ilim adamları, o hadis hakkında bir şey söylemişlerse hadîsin derecesi ilim adamlarının söyledikleri gibidir. Eğer hakkında bir şey söylememişlerse, İmam Buharî ve Müslim’de de rivâyet edilmemişse İmam İbn-i Salah ve Nevevî, bu hadisler hasendir demişlerdir. İmam Nevevî ve İbnli Salâh’tan başkaları ise İmam Ebû Dâvud’un sükût geçtiği hadisler sahihtir demişlerdir. (Haşiyeli Sünenli Ebû Dâvud mukaddimesi, EllA’lâm, c. 3, s. 182. Tezhibli İbnli Asakir, c. 6, s. 244. Tabakat’üllHanabîle, s. 118. Tarihli Bağdad, c. 9 s. 55. İbnli Hallikân, c. 1, s. 214. Mücem’ül Matbuât, s. 309. Zeria, c. 1, s. 316. Zâhirîye, s. 203. Muhammed Muhyiddin’in Sünenli Ebû Dâvud Haşiyesi mukaddimesinden.)

İmam Ebû Dâvud, büyük bir titizlikle ahkam hadislerini bir araya toplamış, bazı hadislerin sonunda ravîler hakkında söylediği sözler, hadis hususunl daki özen ve titizliğine delalet eder. Sonradan genişletilen cerh ve tadil ilminin çekirdeği, nakd ve tâlik İlminin temeli, İmam Ebû Dâvud’un bu kayıtları ile atılmış oluyor.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebu Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

İMAM EBU DAVUD KİMDİR?

İmam Ebu Davud Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.