Sahur Yemeği Mutlaka Yenmeli!

Uzun ve sıcak yaz günlerinde sağlığımızı bozmadan oruç tutabilmek için yiyecek ve içeceklere ayrı bir dikkat edilmesi gerektiği belirtildi.

Oruç tutarken beslenmeye ayrı bir özen göstermek gerektiğini belirten İç Hastalıklar Uzmanı Uzm. Dr. Figen Çağılcı, oruç açıldıktan sonra hızlı bir şekilde yemek yemenin sağlıksız ve ağır gıdalar tüketip sonrasında hareketsiz kalmanın problemlere yol açabileceğini söyledi.

Çağılcı “Sıcak ve uzun yaz günlerinde özellikle aşırı su kaybı sağlığı tehdit eder. Açık havada çalışmak zorunda kalanların uygun koruyucu kıyafet ve şapka kullanmaları gerekir. Oruç açtıktan sonra sahura kadar 2-2,5 lt. sıvı almak çok önemlidir. Aşırı sıvı kaybına sebep olacak aktivitelerden kaçınmak, aralıksız güneş altında kalmamaya çalışmak gerekir. Uzun süreli açlık dönemini tolere edebilmek için mutlaka sahur yemeği yenmelidir.

SAHURDA KAHVALTI ŞART!

İftardan sahura kadar da 2 ara öğün alınması çok faydalı olur. Ara öğünlerde yoğurt, badem, ceviz, salata gibi posalı gıdalar , dondurma, muhallebi gibi sütlü tatlılar tercih edilebilir. Zeytinyağlı sebzeler tüketilebilir. Sahur yemeği genelde erken bir kahvaltı tarzında olmalıdır. Yumurta, tost, süt ve süt ürünleri, çorbalar hem mideyi çok yormaz hem de tok tutar.

Mide boşalım hızı yavaş olan baklagiller, sebze yemekleri, ceviz, badem doygunluk hissi yaratır. Sahurda beyaz undan yapılmış hamur işleri, kızartma, yağlı ve baharatlı, aşırı tuzlu gıdalar hem mideyi yorar hem de erken acıkma hissi yaratır. Lifli ve proteinli yiyeceklerse tokluk hissi verir.

İFTARDA ÖNCE SU VE ÇORBA

Ayrıca sahurda bol sıvı tüketilmesi de çok faydalı olur. İftarda önce su ve çorba içilmelidir. Mutlaka salata veya bir çeşit sebze yemeği yenmelidir. Yoğurt, ayran içecek olarak tercih edilmelidir.Gazlı içecekler, çok şekerli şerbet ve hoşaflar az tüketilmelidir. Et, balık, tavuk iftarda olması gereken gıdalardır ama yağlı ve kızartma tercih edilmemelidir” dedi.

İFTARDAN SONRA HAFİF YÜRÜYÜŞ

Bu beslenme önerilerine uyulmazsa kabızlık, reflü, gastrit gibi sağlık sorunları ortaya çıkabileceğini kaydeden Çağılcı “Bunu önlemek için iftardan sahura kadar 4 kez az az, sık sık yemeye dikkat edilmelidir. Yeterince sıvı tüketilmeli, iftardan sonra uzanmak veya uyumak yerine hafif yürüyüşler tercih edilmelidir. Yürüyüş hem kabızlık hem de hazımsızlık için önemlidir.

Ayrıca Ramazan'da yemekler ızgara, haşlama, ve fırında yapılmalıdır. Kavrulmuş, tütsülenmiş veya kızartılmış yemeklerden uzak durulmalıdır” ifadelerini kullandı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.