Sağlık Bakanlığından Bilgilendirme "Kovid-19 Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?"

Sağlık Bakanlığı, Kovid-19 aşısı yaptıran vatandaşlarda görülmesi muhtemel ya etkilere karşı yapılacaklar konusunda bilgilendirmede bulundu.

Sağlık Bakanlığının, "https://covid19asi.saglik.gov.tr" internet sayfasındaki "Yan Etkilerle Karşılaşıldığında Yapılacaklar" başlıklı açıklamada, aşı sonrasında sık olarak karşılaşılabilecek durumlar ve bunlara yönelik destekleyici yaklaşımlara yer verildi.

Buna göre, "aşı uygulanan bölgede ağrı/şişlik/kızarıklık" varsa, aşı uygulanan kola yüksekte olacak şekilde pozisyon verilmesi ve soğuk uygulama yapılması gerekiyor.

Soğuk suyla ıslatılmış bir havlunun aşı yapılan bölgeye uygulanması önerilen açıklamada, bu sırada cilde doğrudan buz temas ettirilmesinden kaçınılması gerektiği de belirtildi.

Ayrıca söz konusu durumda parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanılabileceği bildirildi.

Aşı sonrası "yorgunluk" belirtisi olanlara ise "İstirahat ediniz, yeterli sıvı aldığınızdan emin olunuz." önerisinde bulunulan açıklamada, diğer belirtilere ilişkin şunlar kaydedildi:

"Hafif ateş, titreme: İstirahat ediniz, yeterli sıvı aldığınızdan emin olunuz, parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

Baş ağrısı: Parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

Kas/eklem ağrısı: İstirahat ediniz, yeterli sıvı aldığınızdan emin olunuz, parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

Kusma/ishal: Bol sıvı takviyesi yapabilirsiniz, beslenmenizi ishal diyetine uygun olarak düzenleyebilirsiniz. Ağızdan sıvı ve gıda alınamayacak kadar kusma olması durumunda sıvı kaybı olabileceğinden sağlık kuruluşuna başvurunuz."

Açıklamada ayrıca, Kovid-19 aşısı uygulamasından sonra bunların dışında aşıyla ilişkili olabileceği düşünülen bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiği anlatıldı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.