Referandum Sonrası Türkiye-ab İlişkileri

Referandum süreci zarfında gerilen Türkiye-Avrupa ilişkilerini referandum sonrası neler bekliyor peki? İlişkilerdeki yüksek tansiyon düşecek mi yoksa devam mı edecek?

Gerek Avrupalı siyasilerin açıklamalarına gerekse Batı medyasının yayınlarında sergilenen “ya iç savaş ya da Erdoğan’ın öldürülmesi gerektiği” söylemine bakıldığında bu yüksek tansiyonun tamamen düşmeyeceğini öngörmek mümkün. Belki daha kontrollü bir gerilim süreci yaşanacak gibi görülüyor.

Tansiyon neden düşmeyecek? Çünkü Avrupa genelindeki İslam ve yabancı karşıtlığındaki yükseliş trendi sürüyor. Terör eylemleri, İslam ve yabancı düşmanlığına paralel Avrupa genelindeki seçimler nedeniyle milliyetçi söylem son derece prim yapıyor Avrupalı seçmenler nezdinde. Aşırı sağından, merkezdeki parti liderlerine varıncaya kadar Avrupalı siyasiler de bu zemini kullanmayı tercih ediyorlar. Kendinden olmayanı ötekileştirme ve şeytanlaştırma operasyonları da genelde Türkiye aleyhtarlığı ve “İslamcı Erdoğan” üzerinden yürütülüyor.

REFERANDUM SONRASI TÜRK DIŞ POLİTİKASI

16 Nisan referandumu, tartışmalarıyla birlikte geride kaldı. Türkiye, parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçti. İçeride, referandum sonuçlarının kime ne mesaj verdiği uzun uzadıya tahlil edildi, ediliyor da. Yeni dönemin hem içeride hem de dışarıda neler getireceği de hararetli bir biçimde tartışılıyor. Muhtemel öngörüler, senaryolar dillendiriliyor önümüzdeki sürecin siyasi tablosuna ilişkin olarak.

Biz de Dünya Gündemi sayfalarımızda referandum sonrası “Türk dış politikasını neler bekliyor?” Bölgesel ve küresel anlamda Türkiye’nin önündeki riskler ve fırsatlar neler olacak?”  “Ankara, ortaya çıkan yeni konjonktürde, özellikle Batı dünyası ile ilişkilerinin yönünü tayin etme noktasında ve bölgesel gelişmelere ilişkin kendi yol haritasını ne şekilde çizecek?” gibi sorular muvacehesinde beklentilerimizi, öngörülerimizi, yerel ve uluslararası analizlerden süzdüklerimizle birlikte paylaşmak istiyoruz.

Malum, Türkiye’deki referandum sürecine dünyanın ilgisi son derece yoğundu. Özellikle Batı dünyasının ilgisi sadece ilgi mesabesinde kalmadı. Taraf olarak müdahil de oldular referandum sürecine. Siyasilerinin sert söylemiyle, medyasının algı operasyonlarıyla “Hayır” kampanyasının bir parçası oldu Avrupa ülkelerinin pek çoğu.

Halk oylaması öncesi tehdit, şiddet ve yasaklar dahil Türklerin tercihlerini etkilemek için yoğun bir gayret gösterdi Avrupa ülkelerinin bir çoğu. Ancak, her yol denenmesine rağmen, “Evet” oyunun çıkması engellenemedi.

Avrupalı Türkler, yoğun karşı propagandaya rağmen halk oylamasına katılım rekoru kırıp, büyük ölçüde “Evet” oyu verdi. Baskının en fazla hissedildiği, aynı zamanda yurtdışı oyların en yoğun olduğu Hollanda’da yüzde 71, Belçika’da yüzde 75 ve Almanya’da yüzde 63 oranında “Evet” çıktı. Avrupa’daki  “Evet” oylarındaki çokluğun nedeni, halk oylaması propaganda sürecinde kimi AB ülkelerinin Türkiye’ye yönelik tavır ve açıklamalarının ters tepmesiyle izah edildi genellikle.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 375. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.