Ramazan Ayının En Uzun Orucu

Güneşin açısı, enlem ve boylam gibi etkenler göz önüne alınarak Diyanet İşleri Başkanlığı uzmanlarınca hazırlanan vakitlere göre, Türkiye'de Ramazan'ı ilk Ardahan karşılayacak. Ardahan, saat 02.29'da imsak vaktine girerken ilk iftarı ise saat 19.39'da Hakkari yapacak. Ramazan ayının ilk gününde en uzun oruç Kırklareli'nde, en kısa oruç ise Muğla'da tutulacak.

Ramazan'ın 30'uncu gününde ise sahur sofrasından en son Muğla'da yaşayanlar kalkacak, oruçlarını en son Edirne'de yaşayanlar açacak. Ramazan'ın ilk günü için en uzun oruç 17 saat 33 dakikayla Kırklareli'nde, en kısa orucu ise 16 saat 34 dakikayla Muğla'da tutulacak.

DÜNYADA EN UZUN ORUCU NORVEÇLİ MÜSLÜMANLAR TUTACAK

İskandinav ülkeleri uzun, ekvator ülkeleri kısa oruç tutacak. Dünya genelindeki 1,5 milyardan fazla Müslüman, yaşadıkları ülkelere göre birbirinden oldukça farklı sürelerle oruç tutacak.

Sahur ve iftar arasında 21 saat 51 dakikalık zaman farkı olan Norveç'in Tromso kenti ile 21 saat 50 dakikalık farkla İzlanda'nın başkenti Reykjavik şehri, en uzun oruç tutacak yerler arasında bulunuyor.

En kısa oruç tutacak yerler ise ekvator civarındaki ülkeler olacak. Bu kapsamda Kenya'nın Nairobi şehri 13 saat 29 dakika, Endonezya'nın Pekanbaru şehri 13 saat 36 dakika, Brezilya'nın Macapa şehri ise 13 saat 34 dakika oruç tutacak.

"ALLAH GÜÇ VERİR!"

Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Doç. Dr. Halil Altuntaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, normal ömürlü bir insanın hem yazın hem kışın Ramazan'ı yaşayacağını belirterek, "Dolayısıyla mevsim değişiklikleri, günlerin uzaması, havaların ısınması, soğuması oruç ibadetinin şekline, manevi havasının yakalanabilmesine etki edecek unsurlarla doludur. Özellikle günümüzdeki gibi uzun günlerde yaz aylarına gelecek oruçlarda bu ruh haliyle Ramazan'ı karşılamak ve devam ettirmek gerekir" diye konuştu.

Orucun sadece aç kalmak anlamına gelmediğini vurgulayan Altuntaş, orucun temel maksadının Allah rızasını belli eylemler yapmak suretiyle kazanmak olduğunu söyleyerek, "Günler ne kadar uzun olursa olsun Allah gücü kuvveti mutlaka verecektir. Allah, zorlukların karşısında bir kolaylık olduğunu, Kur'an'ı Kerim'de buyuruyor" değerlendirmesinde bulundu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.