2015-11-03 14:31:33 [A.G.] 3,492
Kânûnî Sultan Süleyman, kul hakkından çok korkar, âdil bir halîfe olmaya çok gayret ederdi. İşte bunu kanıtlayan tarihi gerçek!..
2015-11-03 14:06:51 [Ö.F.Y.] 6,567
Kilometrelerce mesafeden, Türkiye'yi hiç görmeden ''biz Türk'üz'' diyen bir halk. Osmanlı bayrakları ve Türk bayraklarıyla donatılan bir şehir. Rione Turchia adıyla bilinen Türk Bölgesi: Moena Köyü.
2015-11-03 14:00:21 [V.Y.T] 30,209
Dr. Murat Kaya, cennetin ve cehennemin özellikleri nelerdir?
2015-11-03 13:32:55 [V.Y.T] 3,052
Prof. Dr. Hamdi Döndüren, sigorta ve kasko yapmanın İslam'a göre hükmünü anlatıyor.
2015-11-03 13:24:42 [A.G.] 9,761
Yüzakı Dergisi, Kasım sayısında "HİÇLİĞİ İDRAK" kapağıyla çıkıyor.
2015-11-03 12:57:34 [M.K.] 1,699
Fuzûlî, bütün Türk illerinde tanınan, sevilen ve benimsenen bir şâirdir.
2015-11-02 18:42:21 [M.K.] 2,817
Her hüner ve mârifetin kazanılışı, bir yol gösterenin kılavuzluğuna muhtaç olduğu gibi, insanın şahsiyet ve karakterine en güzel ve en doğru istikâmeti gösterecek olan mânevî terbiye üstadları da “Hak dostları”dır.
2015-11-02 17:47:23 [Ö.F.Y.] 15,180
Hizmet insanı, keyfiyetli bir hizmet sunabilmek için, kendi gelişimini de ihmâl etmemelidir. Sürekli bir tekâmül (olgunlaşma) gayreti, onun tabiî vasfı olmalıdır. Yeterli bilgi ve tecrübeye sâhip bulunmayan, ahlâkî ve mânevî gelişimini önemsemeyen, işinin ehli olmayan bir hizmet eri, lâyık-ı vechile ciddî bir hizmet ortaya koyamaz.
2015-11-02 17:46:55 [Ö.F.Y.] 1,616
Hizmette bulunan kimseler, işleri sadece başkalarına yaptırmak şeklindeki bir üslûbdan ziyâde, tesâhüb (sâhiplenme) duygusuyla hizmete bizzat omuz vermelidirler. İşin bir ucundan tutmadan, sırf oturdukları yerden etrafa emirler yağdırarak hizmet yaptığını zannedenler, meselenin özünü kavrayamamış kimselerdir.
2015-11-02 16:25:18 [A.G.] 1,104
AFAD'ın Afganistan'daki depremden hemen sonra ülkeye gönderdiği yardımlarla ilgili olarak, Afganistan Sağlık Bakanı Yardımcısı Sarwar, "Türkler bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı" dedi.
2015-11-02 15:42:32 [A.G.] 28,811
Fevkalâde ileri görüşlü bir devlet adamı olan Kânûnî Sultan Süleyman’ın, Fransızlara verdiği ve “kapitülasyon” adıyla anılan imtiyazlar, bâzı câhillerce itham edilegelmiştir. Oysa kapitülasyonlar bakın hangi amaçla Fransızlara verilmiş?
2015-11-02 14:40:15 [A.G.] 3,701
Kadın ve erkek, Allah’ın en güzel şekilde yarattığı, birbirini tamamlayan, birbirine emânet edilmiş iki varlık… İkisi bir araya geldiğinde, “eşref-i mahlûkât” olarak hayatın ve dünyanın mimarı olurlar. Lâkin ikisi birbirinden ayrı, birbirine düşman veya ters davranmaya başladığında, hem âilenin, hem de dünyanın çivisi çıkar.
2015-11-02 14:32:42 [Ö.F.Y.] 2,070
Kendi ayakları üzerinde duran özgüvenli çocuklar yetiştirmek için mutlaka küçük yaşlardan itibaren onlara sorumluluk verin.
2015-11-02 14:32:35 [A.G.] 2,123
Hayat denilen, imtihan günlerinin herhangi bir sabahına uyandık. Abdestimizi aldık, kahvaltımızı yaptık. Aracımıza bindik; “Âyete’l-Kürsî”lerimizi, günlük virdlerimizi okuyarak hizmet mekânımıza doğru yola çıktık. Yaklaşık yirmi dakika sonra, her biri hizmet eri olan dostlarımızla selâmlaştık. Öğretmenler odasında zilin çalmasını beklerken arkadaşlarımızla her zamanki gibi hasbihâl ediyorduk.
2015-11-02 14:03:24 [Ö.F.Y.] 1,849
Folik asit ve B vitamini ile zenginleştirilen pirinç, beyin kanaması riskini yılda yüzde üç oranında azaltıyor.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.