İsrail, Gazze'deki İşgalini Kalıcı Hale Getirmek İstiyor

İsrail, Gazze’yi tamamen ilhak etme hedefiyle yeni bir işgal dalgası başlattı.

İsrail ordusundan, Gazze'ye düzenlenen saldırılara ilişkin yapılan açıklamada, "ordunun birlikleri harekete geçirdiği" aktarıldı.

Açıklamada, İsrail ordusunun dün gün boyunca Gazze'deki işgalini genişletmek ve stratejik alanları işgal etmek için kapsamlı saldırılar başlatıldığı belirtildi.

"Gideon'un Savaş Arabaları" ismi verilen saldırıların, 7 Ekim 2023'ten bu yana şiddetli saldırılarıyla Hamas'ı yenmek ve İsrailli esirleri geri getirmek gibi hedeflere ulaşamayan İsrail'in, bu hedeflere ulaşabilmesi amacıyla başlatıldığı ileri sürüldü.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını sürdüreceği belirtildi.

The Times Of Israel'in İsrailli yetkililere dayandırdığı haberine göre, söz konusu saldırılar Gazze'nin kalıcı işgali ve Filistinlilerin Gazze'nin güneyine göçe zorlanması anlamına geliyor.

İsrail ordusu, ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu turu sırasında Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını yoğunlaştırmıştı.

Bölgedeki çok sayıda okul, hastane ile sivil altyapı ve yerinden edilen Filistinlilerin çadırları İsrail hava saldırılarının hedefi olmuştu.

Son günlerde Gazze'de sivillerin ölümüne yol açan saldırıları artıran İsrail ordusunun dünkü saldırılarında 113 Filistinlinin hayatını kaybettiği açıklanmıştı.

İSRAİL GAZZE'DEKİ İŞGALİNİ KALICI HALE GETİRMEK İSTİYOR

İsrail güvenlik kabinesinin 4 Mayıs'ta Gazze Şeridi'nde işgali genişletmeyi ve kalıcı hale getirmeyi amaçlayan saldırı planını onayladığı aktarılmıştı.

İsrail basınında, planın 3 aşamadan oluştuğu ve en erken ABD Başkanı Trump'ın Orta Doğu turu sona erene kadar sürecek hazırlık aşamasında ateşkes anlaşmasına ulaşılamazsa yoğun saldırılar ve Gazze’deki Filistinlilerin güneye sürgün edileceği ikinci aşamaya geçileceği aktarılmıştı.

İsrail askerlerinin kara saldırılarıyla ele geçirilen bölgelerden öncekilerin aksine geri çekilmeyeceği ve bu yerlerde işgali sürdüreceği kaydedilmişti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.