2017-02-16 18:37:12 [M.S.T.] 1,366
Taksim Camisi için ilk kazma temel atma töreniyle vurulacak.
2017-02-16 18:28:09 [A.G.] 1,349
Dünyayı âhirete tercih etmek, kalbî hassâsiyetleri dumura uğratır. Bu yüzden kul, günahlara, onların vebâlinin ağırlığını hissetmeden, kolayca meyleder. Günahların iç sıkıntısını duymak bir yana, onlar âdeta tatlı bir mûsikî gibi kendisine hoş gelmeye başlar. Zira insan, hâdisât ve vukuâtı, kalbinin durumuna göre idrâk eder.
2017-02-16 18:25:31 [M.S.T.] 3,347
Gençlik her milletin ümidi ve istikbali demektir. Gençlik güzel yetiştirilir, kendisini bekleyen görev ve sorumluluklara layıkı vechile hazırlanırsa, milletinin ilerlemesinde rol oynayacağı gibi, o milletin milletlerarasında layık olduğu yere ulaşmasına da tesir eder. Peki bu gençliği iyi yetiştimek ve faydalı bir birey haline getirmek için neler yapılmalı? Gençlik hem maddi hemde manevi anlamda desteklenmelidir. Bu bağlamda tasavvufun gençliğin eğitimde ki rolü nedir?
2017-02-16 17:53:02 [M.S.T.] 2,587
Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM, "Zekatın kazası olur mu?" sorusunu cevaplıyor...
2017-02-16 17:51:29 [M.S.T.] 3,857
Sonsuz kudret ve merhamet sahibi olan Rabbimiz her an bizimle ve bize bizden daha yakındır. Kur'an'ı Kerim'in bir çok ayetinde insanı tefekküre sevk eden "yerleri ve gökleri, yıldızları, yağmurları" örnek olarak verir. Çünkü bizler bu muhteşem makro alemin bir parçasıyız ve bu bir an olsun aksamayan nizam bir elden çıkıyor ve o kudret sahibi de elbette Allah'dır (cc). Bunun için asıl marifet bakarken görebilmektir, idrak edebilmektir.
2017-02-16 17:05:25 [M.K.] 9,823
Peygamber Efendimiz, nedâmet ateşiyle yanan ve istiğfarda bulunan sahâbîye, tevbesini amel-i sâlihlerle desteklemesini tavsiye buyurmuştur.
2017-02-16 17:03:23 [M.K.] 7,588
Peygamber Efendimiz; duâların efendisi, istiğfârın en üstünü olan “Seyyidü’l İstiğfâr”ı sevâbına ve fazîletine bütün kalbiyle inanarak okuyan mü’minleri cennetle müjdelemiştir.
2017-02-16 16:59:28 [M.K.] 3,575
Resûlullah'ın ömrünün son demlerinde sık sık söylediği sözler...
2017-02-16 16:58:30 [A.G.] 3,014
Dünyayı âhirete tercih etmek; geçici olanı kalıcı olandan, damlayı deryadan, çer-çöpü pırlantadan kıymetli görmek gibi, hazin bir hamâkattir. Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleriʼnin buyurduğu üzere, bu hamâkate dûçâr olanların en bâriz vasıflarından biri “cehâlet”tir.
2017-02-16 16:35:01 [A.G.] 5,949
İnsan tövbeye ne zaman fırsat bulursa, vakit kaybetmeden hemen Rabbi’ne yönelmeli, günahlarının bağışlanmasını dilemelidir. Hayat devam ettiği sürece insanoğlunun hataları da devam edecektir. Her hatadan sonra Rabbimize dönüp ondan bizi affetmesini dilememiz bizden istenen bir kulluk görevidir.
2017-02-16 15:59:04 [A.G.] 1,051
Iğdır'da fotoğraf sanatçısı Özcan önderliğinde internetten haberleşerek bir araya gelen gönüllü berberler, köy köy dolaşarak çocukları tıraş ediyor.
2017-02-16 15:49:54 [A.G.] 6,220
Tasavvuf, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e vâris olmuş gerçek mürebbîler elinde; nebevî terbiye metodlarıyla, nefsin tezkiye, kalbin tasfiye edildiği mânevî bir mekteptir. Bu mânevî terbiye mektebine dâhil olarak “insan-ı kâmil” olma yolunda mesâfeler katetmeye “seyr u sülûk” tâbir olunur.
2017-02-16 14:26:41 [M.K.] 5,886
Sehl Bin Huneyf radıyallahu anh hicretten önce ikinci Akabe biatında İslâm'la şereflenen Evs kabilesine mensup Medine'li müslümanlardan... Bedir Gazvesine iştirak ederek "Ashâb-ı Bedir" sıfatını kazanan cengâver yiğitlerden... Uhud günü müşriklerin Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz üzerine yoğunlaşan hücumlarını kendi üzerine çeken, kendini hedef gösteren ve müşrik oklarına karşı vücudunu siper eden kahraman...
2017-02-16 13:10:46 [M.K.] 1,633
Kaybettiklerim içinde en çok özlediğim çocukluğumdan bir kapı aralığı…
2017-02-16 11:23:37 [A.G.] 3,652
Helal-haram sınırlarının nerede ise tamamen ortadan kalktığı ya da ayrıştırılamayacak kadar karıştığı bir ortamı yaşıyor ve paylaşıyor olduğumuz ne yazık ki acı bir gerçektir. Kazanma hırsının ve sınırsız/ilkesiz yaşama çılgınlığının kamçıladığı helal-haram hassasiyeti eksikliği günümüzün yaygın, ciddi, sosyal ve ahlakî hastalıklarının ön sırasında yer almaktadır.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.