Peygamberimizin Lavaboya Giderken Okuduğu Dua

Dr. Murat Kaya, Peygamber Efendimizin lavaboya giderken okuduğu duayı anlatıyor.

Enes bin Mâlik (r.a) şöyle buyurur:

Nebiyy-i Muhterem Efendimiz (s.a.v), helâya girmek istedikleri zaman:

اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الخُبْثِ وَالْخَبَائِثِ

«İlâhî, hubs’tan ve habâis’ten sana sığınırım!» diye dua buyururlardı.” (Buhârî, Vudû’, 9)

BU HADİSTEN NE ANLAMALIYIZ?

Bu dua, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in “Cevâmiu’l-kelim: az lafızla çok mânâ ifâde eden” sözlerinden biridir. Buradaki iki kelime birçok mânâlara geliyor: Hubus, şeytânların erkekleri; habâis de dişileridir, demişlerdir. Aynı şekilde habâis, mutlak olarak şeytânlar, mâsiyetler, kötülenmiş fiiller ve alçakça huylar; hubus da küfür, fücûr, isyan ve mutlak olarak şer mânâlarına gelir. İbnü’l-A’râbî hubus’u mekruh, yânî is­tenilmeyen şey diye tefsîr ettikten sonra, bu mânâyı tafsîl ederek, mekruh işle­rin nevilerine göre başka başka tâbîrler ile beyân edildiğini ve meselâ habîs kelâma şetm, habîs dîne küfr, habîs yemeğe haram, habîs içeceğe dârr denildiğini söylüyor. İşte hubus ile habâis’ten sakınmak, bu saydığımız şeylerin hepsin­den sakınmak demektir. (Ahmed Naîm Efendi, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, I, 134)

Tuvalete girerken bu duayı okumayan insanlar, şeytanların ve cinlerin zararından emin olamazlar. Çünkü onlar pis yerleri sever, çoğunlukla oralarda bulunurlar. Tuvalet esnâsında insanın edep yerlerini görürler. Bu sebeple dikkat edip her girişte bu duayı okumak gerekir. Dua okunduğunda bunlar insana yaklaşamaz ve onu göremez.

İslam ve İhsan

İSBAĞU’L-VUDU ABDESTİ NEDİR?

İsbağu’l-vudu Abdesti Nedir?

KURAN'DA GEÇEN ABDEST AYETİ

Kuran'da Geçen Abdest Ayeti

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.