Peygamberimiz Arkasını Nasıl Görürdü?

Abdullah Sert Hocaefendi, Şifa-i Şerif eserinden Peygamberimize (s.a.v.) verilen mucizelerden biri olan arkasını da görmesini okuyor.

“SİZİ ARKAMDAN DA GÖRÜRÜM”

Tâbiîn müfessirlerinden Mücâhid ibni Cebr (v. 103/721) şöyle demiştir:

“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılarken, arkasındaki cemaati, tıpkı önündekiler gibi görürdü. “Cemaatle namaz kılarken eğilip doğrulduğun zaman da seni görmektedir.” (Şuarâ 26/219.) âyeti bu mânada tefsir edilmiştir.

İmâm Mâlik’in Muvatta’ındaki bir hadise göre Resûl-i Ekrem şöyle buyurmuştur: “Ben, sizi arkamdan da görürüm.” (Mâlik, el-Muvatta’, Kasru’s-salât fi’s-sefer 70)

Bu hadisin Enes ibni Mâlik (v. 93/711) tarafından rivâyet edilen bir benzeri Sahîh-i Buhârî ile Sahîh-i Müslim’dedir. (Buhârî, Salât 40, nr. 418-19; Ezân 88, nr. 741-42; Müslim, Salât 110, nr. 425)

Aynı mânadaki bir hadisi Hz. Âişe de rivâyet etmiş ve şöyle demiştir:

“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin arkasından da görmesi, Allah Teâlâ’nın ona gerçek peygamber olduğunu göstermek üzere verdiği büyük bir lütuftur.”

Resûl-i Ekrem Efendimiz, arkasındakileri gördüğüne dâir bir başka rivâyette şöyle buyurmuştur: “Ben önümdekilere baktığım gibi, arkamdakilere de bakar ve onları görürüm.”

Bu konuyla ilgili bir başka rivâyet ise şöyledir: “Ben önümden gördüğüm gibi ensemden de (arkamı) görürüm.” (Müslim, Salât 108, nr. 423.)

Kaynak: Kadi İyaz, Şifa-i Şerif

İslam ve İhsan

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN MUCİZELERİ

Peygamber Efendimiz’in Mucizeleri

HZ. MUHAMMED (S.A.V.) KİMDİR?

Hz. Muhammed (s.a.v.) Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.