Para Ne Demek?

Para nedir, ne anlama gelmektedir? İlk İslam parasını kim bastırmıştır? Osmanlı paraları nelerdir? Paranın İslam ülkelerindeki kullanımı nasıl olmuştur? Para kelimesinin kökeni, anlamı.

Sözlükte “parça, gümüş parçası” anlamındaki Farsça pâreden gelen kelime genel olarak bütün ödeme araçlarını ifade eden bir genişlik kazanmıştır. Araplar, Bizans’ın altın parası olan dinarı hem İslâmiyet öncesinde hem de sonrasında kullandılar. Dinar, Hıristiyanlık sembollerinden kademeli şekilde arındırılarak Müslümanlarca bir müddet daha basıldı.

İLK İSLAM PARASINI KİM BASTIRMIŞTIR?

İlk İslâm dinarı, para sistemini esaslı biçimde düzenleyen Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervân zamanında, 696 yılında çıkarıldı. Dinarın yanında İran’ın gümüş dirhemleri de bir süre kullanıldı. Sâsânî dirhemleri Hz. Ömer döneminde basıldı ve üzerlerindeki İslâm dışı motifler yerlerini yavaş yavaş İslâmî simge ve ibarelere bıraktı. İlk İslâm dirhemini altın ve bakır sikkede olduğu gibi Abdülmelik b. Mervân çıkardı. Fethettikleri yerlerde kullanılan altın ve gümüş sikkeleri tedavül ettirmede bir sakınca görmeyen Müslümanlar, Bizans’tan aldıkları yerlerde tedavülde olan ve “fels” denilen bakır paraları kullanmadılar; onun yerine Bizans felslerine uygun yeni bakır paralar bastılar. İlk fels 638’de Dımaşk’ta darbedildi. Ancak Araplar arasında hükümranlık alâmeti sayılmadığı için felslere merkezî bir kontrol getirilmedi ve mahallî olarak basılmasına izin verildi. Dolayısıyla bunların ağırlıkları, boyutları ve üzerlerinde bulunan yazılar bazı farklılıklar göstermekteydi.

OSMANLI PARALARI

Osmanlı Devleti, devraldığı coğrafyada kendisinden önce hükümran olan devletlerin çıkardıkları madeni paraları (sikke) kullanmayı sürdürdü.

İlk Osmanlı Parasını Kim Bastırdı?

İlk Osmanlı sikkesinin Osman Bey zamanında basıldığı konusu tartışmalıdır. Osman Bey adına basılmış olup bugüne ulaşan bir paranın sahte olduğu ileri sürülür. Genel kabul, 1326 yılında Orhan Bey adına kestirilen akçenin ilk Osmanlı parası olduğu yönündedir. Bunun 1, 5 ve 10 akçelik birimleri vardı. 1 ve 5’lik akçeler Orhan Bey, 10’luklar ise Fâtih Sultan Mehmed ve 2. Beyazıt devirlerinde çıkarıldı. Gümüş akçe XVII. yüzyılın sonuna kadar temel Osmanlı para birimi olma özelliğini korudu. 1326 yılından itibaren ilk altın paranın darbedildiği 1477 yılına kadar geçen ve gümüş akçenin hâkimiyeti altında olan dönem tek maden sistemi (monometalist dönem) olarak adlandırılır. Hasene-i sultânî (sultânî) isimli bu altın paralar, Venedik dukasıyla hemen hemen aynı olan değerini 17. yüzyılın başlarına kadar muhafaza etti.

İlk paralar Bursa ve Edirne’de darbedildi.

Osmanlı sikkeleri Anadolu beylikleri, Bizans ve diğer yabancı devlet paralarıyla birlikte piyasadaydı. Bunun yanında Mısır’da pâre/para, Eflak-Boğdan, Erdel ve Macaristan civarında penz ve Kırım’da Kefevî akçe gibi mahallî paralar tedavül etmekteydi. Devlet, İstanbul’a yakın Orta ve Batı Anadolu ile Balkanlar’da akçe ve sultânîye dayalı olan kendi para sistemini sürdürürken özellikle uzak piyasalarda Venedik dukası, Ceneviz altını, İspanyol reali, Hollanda esedîsi, Polonya zolotası, Avusturya taleri ve İran şâhîsi gibi yabancı paraların dolaşımını serbest bıraktı.

16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kuruş denilen yabancı iri gümüş sikkeler Osmanlı piyasalarına girmeye başladı.

17. yüzyılda sınırlı miktarda bakır sikke basıldı; ancak savaşları finanse edebilmek, hazinenin açıklarını kapatabilmek, altın ve gümüşün karşılamadığı para arzını ikmal etmek amacıyla 1688 yılında bol miktarda mankur/mangır veya pul denilen bakır paralar çıkarıldı.

İstanbul piyasalarından uzak olup yabancı sikkelerin etkisinde kalan Tunus, Cezayir ve Trablus piyasalarında “nasrî” denilen ve padişah adına kesilen kare şeklindeki mahallî sikkeler hâkimdi.

İlk Osmanlı parası olan gümüş akçe ise en son 1834’te çıkarıldı.

İlk Osmanlı Kağıt Parası

1840 yılında, sekiz yıl tedavül süresi olmak üzere karşılıksız olarak ilk Osmanlı kâğıt parası olan kāime piyasaya sürüldü.

Gün geçtikçe miktarının fazlalaşması ve değerinin azalması neticesinde pek çok sosyal soruna sebep olan bu ilk kāimeler İngiltere’den alınan bir borçla Eylül 1862’den itibaren piyasadan çekildi. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nı finanse edebilmek için başvurulan ikinci kāime tecrübesi birincisinden daha sancılı oldu. Para basma (emisyon) imtiyazını 1863’te kurulan Bank-i Osmânî-i Şâhâne’ye veren devlet, yaklaşan savaşı finanse edebilmek amacıyla her türlü riski göze alarak bankanın izni olmaksızın hassas bazı bölgelerin dışında bütün ülkede tedavül etmek üzere kāime çıkardı; buna karşılık bankaya basılan paranın % 1’i oranında komisyon ödendi.

Cumhuriyet’in ilk kâğıt paralarının 5 Aralık 1927’de piyasaya sürülmesi üzerine Osmanlı kāimeleri altı ay içinde piyasadan çekildi.

Kaynak: DİA

İslam ve İhsan

ALTININ, GÜMÜŞÜN, PARA VE ZİYNET EŞYASININ ZEKATI

Altının, Gümüşün, Para ve Ziynet Eşyasının Zekatı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.