Pakistan’da Selle Gelen Yıkımın Bilançosu Ağır Oldu

Pakistan'da 14 Haziran'dan bu yana etkili olan muson yağmurlarının yol açtığı sellerle gelen yıkımın bilançosu ağır oldu.

Ulusal basındaki haberlere göre, Pakistan, haziran-eylül arasındaki muson döneminde son 30 senedeki yıllık ortalama yağış miktarının 5-6 katına maruz kaldı.

Pakistan Ulusal Afet Yönetim Ajansı (NDMA) verilerine göre, 14 Haziran’dan bu yana devam eden yağışların yol açtığı sellerde 1400'den fazla kişi hayatını kaybetti, 12 bin 728 kişi yaralandı.

Sel felaketi sebebiyle yaşamını yitirenlerin 499'unu çocuklar, 280'ini kadınlar oluşturdu.

Ülke genelinde 6 bin 674 kilometre yol zarar görürken 269 köprü yıkıldı.

Seller sebebiyle 1 milyon 743 bin 345 ev hasara uğradı, bunlardan 568 bin 817'si tamamen yıkıldı.

Öte yandan yağışlar sebebiyle 750 bin 223 çiftlik hayvanı telef oldu.

Ülke genelinde sellerden etkilenenlerin sayısı 33 milyon 46 bin 329 olarak aktarılırken kurulan çadır kamplarına 663 bin 869 kişi sığındı.

Seller, 3,5 milyondan fazla çocuğun eğitimine sekte vurdu

ReliefWeb sitesinin Eğitim Sektörü Çalışma Grubuna dayandırdığı haberine göre, Pakistan'daki geniş çaplı yıkım 3,5 milyondan fazla çocuğun eğitimine sekte vurdu.

Sindh, Belucistan, Pencap ve Hayber Pahtunhva eyaletlerinde yaklaşık 22 bin okul kullanılamaz hale geldi.

Öte yandan yıkıma uğramayan 5 bin 750'den fazla okul ise tahliye edilen selzedeler için barınak görevi görüyor.

Milyarlarca dolar ekonomik kayıp

Hükümet, Pakistan'daki 160 bölgenin 72'sini afet bölgesi ilan ederken ülkenin 3'te birinin selden etkilendiği belirtiliyor.

Pakistan Gelir ve Maliye Bakanı Miftah İsmail, sellerin ekonomik maliyetini 10-12,5 milyar dolar olarak ifade ederken bağımsız gözlemciler, bunun 15-20 milyar dolar arasında olduğunu ve daha da artacağını tahmin ediyor.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, sel felaketinin Pakistan'a maliyetinin 30 milyar dolar olduğunu söylemişti.

Sellerden en çok Sindh eyaleti etkilendi

Sindh eyaleti, sellerden en ağır şekilde etkilenen yer oldu. Eyalet genelinde 2 bin 687 kilometre yol hasar görürken 1 milyon 527 bin 596 ev kısmen veya tamamen yıkıldı. Bu, ülke genelinde yıkılan evlerin yüzde 88'ine tekabül ediyor.

Eyalet genelinde 1,2 milyon hektarlık tarım arazisi sellerden zarar gördü.

Eyalete bağlı Sehvan, Khairpur Natan Şah, Larkana ve Sukkur gibi şehirler sular altında kalırken bu kentlerin kuzeyindeki bölgelerle kara yolu ulaşımı kesildi.

Yetkililer, şehirlerdeki suyun çekilmesinin 3-6 ay süreceğini belirtiyor.

Bölge halkı, suyla kaplı şehirlerde ulaşımı tekneler aracılığıyla yapıyor. Bu durum, selden etkilenen bölgelere gıda ve temiz su gibi hayati önemdeki malzemelerin tedarikini zorlaştırıyor.

Bunun bir sonucu olarak bazı şehirlerden açlık ve aşırı sıcak hava sebebiyle ölen çocuklara dair haberler geliyor.

Sukkur şehrinde, geçen günlerde, 6 yaşındaki bir çocuk, açlık sebebiyle hayatını kaybetmişti. Sehvan şehrinin Lal Bağ bölgesinde kurulan kampta aşırı sıcak hava sebebiyle yaşamını yitiren 10 yaşındaki bir çocuğun cenazesi, AA ekibi tarafından görüntülenmişti.

Salgın hastalıklar artıyor

Sel felaketi, Pakistan genelinde yaklaşık 1500 sağlık tesisini etkiledi. Bu durum ise selden etkilenen bölgelerde sağlık kurumu, sağlık çalışanı ve ilaç tedarikini önemli ölçüde sınırlandırdı.

Ülkenin 4 eyaletine bağlı 45 bölgede on binlerce kişi ishal, sıtma, dang humması, tifo, yılan ve köpek ısırıkları, deri, göz ve akut üst solunum yolu enfeksiyonları gibi hastalıklardan muzdarip.

Sadece Sindh eyaletinde sel felaketinin ardından çeşitli hastalıklardan şikayetçi 1 milyon 79 bin kişi bulunuyor.

- Kara yolu ve demir yolu ulaşımı kesildi

Hayber Pahtunhva eyaletinde de sel nedeniyle altyapı ciddi zarar gördü. Eyaletin kuzeyinde yer alan Kalam şehri ile kara yolu bağlantısı tamamen kesildi. Ağustosun sonundan bu yana bölge halkı diğer şehirlere dağlardan yürüyerek ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.

Belucistan eyaletinde de demir yolu ulaşımı uzun süredir askıda. Eyaletin Afganistan ve İran ile demir yolu ticareti, seller sebebiyle yapılamıyor.

Pakistan'da sel sebebiyle oluşan yıkımın restorasyonunun yıllar alacağı belirtiliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.