Otobüs Şoföründen Hayat Kurtaran Sefer

Diyarbakır’da seyir halindeki Büyükşehir Belediyesi’ne ait otobüste kalp krizi geçiren yolcu, durumu fark eden şoför tarafından ve diğer yolcuların da yardımıyla hastaneye ulaştırıldı.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne ait otobüste kalp krizi geçiren yolcu, şoförün dikkati sayesinde fark edilerek hastaneye yetiştirildi.

Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Daire Başkanlığı bünyesinde hizmet veren E 1 hattı otobüsünde şoför Ahmet Selim Baysal, Otogar-Toplu Konut seferini yaptığı sırada ön koltukta oturan 48 yaşındaki Sabri Yılmaz’ın fenalaştığını fark etti.

Yolcunun tavırlarından kalp krizi geçirdiğini düşünen Baysal, otobüsteki diğer yolculara durumu anlatarak onların da rızası ve yardımıyla Yılmaz’ı Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesine ulaştırdı.

Baysal, daha sonra yolcularla seferine devam etti. O anlarda yaşananlar aracın güvenlik kamerasınca kaydedildi.

“ACİL BİR HASTAMIZ VAR, HASTANEYE GÖTÜRMELİYİZ”

Şoför Baysal, Sabri Yılmaz’ın her akşam aynı saatte aynı duraktan otobüse bindiğini belirterek seyir halindeyken Yılmaz’ın rahatsızlandığını fark ettiğini söyledi.

Dikiz aynasından Yılmaz’ın elini sol göğsüne attığını, daha sonra kolunu tuttuğunu gördüğünü dile getiren Baysal, şöyle devam etti:

“Daha önce kendim de aynı durumu yaşadığım için kalp krizi olma ihtimalini göz önünde bulundurarak baygınlık geçirmemesi için onu biraz konuşturdum. Biraz ilerledikten sonra hastanın daha da fenalaşmaya başladığını gördüm. Yolculara ‘Kalp krizi riski taşıyan acil bir hastamız var. Hastaneye götürmeliyiz.’ dedim. Herkes tereddüt etmeden hastaneye geldi.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.