Osmanlı’da Avrupa’yı Kendine Hayran Bırakan Ahlaki Faziletler

Osmanlı Devleti’nin altı asır devamını sağlayan îman, ahlâk ve bunların eseri olan muhteşem ve mükemmel ictimâî yapısının üzerinde durulması elzemdir.

Zira Osmanlı’yı cihanşümûl yapan, onun şa‘şaalı fetihlerini ve asırlarca devam eden sarsılmaz otoritesini besleyen mânevî kaynağı bir nebze tahlîl etmek zarûrîdir. Bu sebeple üstelik bu keyfiyetin şâhidi olarak yerli insanlardan ziyâde birtakım insaf ehli yabancıların şâhidliği mevzuu bahistir. Zira asıl fazîlet, düşmanın bile ikrâr ve îtirâfa mecbur kaldığı fazîlettir. Ayrıca Osmanlılar’ın kendilerinden şâhidler gösterilse, belki taraftarlık ve hissîlik gibi bir ithâma mâruz kalınabileceğinden, bilhassa yabancılar tercih edilmiştir.

İşte ecdâdı izzetli kılan meziyetlere dâir, insaf ehli bâzı Batılıların îtiraf mâhiyetindeki bir kısım müşâhedeleri:

Ecdâdımız, idâresi altında bulundurduğu geniş coğrafyada ırk ve mezhep farkına bakmamış, Yaratan’ın kulu olarak müslim veya gayr-i müslim herkesin istifâde edebileceği hayrât ve hasenât müesseseleri tesis etmiştir.

OSMANLI'DA VAKIF KÜLTÜRÜ

“Osmanlı’da Vakıf” yazısında temâs edileceği gibi câmiler, medreseler, hastahâneler, tımarhâneler, hanlar, kervansaraylar, bentler, çeşmeler, sebiller, sarnıçlar, kuyular, köprüler, yollar, kaldırımlar, imârethâneler vs. hizmetler, Allah rızâsı gâyesiyle, pek mükemmel ve çaplı bir şekilde yürütülmüştür.

Bu cümleden olarak;

  1. Yaz sıcaklarında çeşme ve sebillerde karla soğutulmuş su vermek,
  2. Hanlar ve kervansaraylarda yolcuları üç gün ücretsiz misâfir etmek,
  3. İmârethânelerde muhtaçlara her öğün yemek ikrâm etmek,
  4. Borç yüzünden hapsedilmiş olanların borçlarını ödeyerek onları mahkûmiyetten kurtarmak,
  5. Ölen fakir kimselerin borçlarını ödemek,
  6. İhtiyaçlarını söylemekten utanan muhtaçlara, îtibarlarını zedelemeden gizlice yardım etmek,
  7. Köle ve câriye âzâd etmek (bu ibadet, Osmanlı’da âdeta bir an’ane hâlindeydi),
  8. Yangınlarda evi yananlardan fakir kimselerin evlerini bedelsiz inşâ ettirmek gibi yüce İslâm ahlâkının ulvî bir semeresi olan faâliyetler, câlib-i dikkattir.

Yalnız İstanbul’da hayrât eseri olarak 417 kervansaray, 5935 çeşme ve 515 halk mektebinin yapılması, bu hususta ulaşılan müstesnâ seviyeyi ifâde etmeye kâfîdir. Ayrıca Osmanlı’da hayrât ve hasenât, yalnız insanları değil, hayvanlar ve nebatları dahî içine alır. Nitekim sokak köpekleri ve kedileri, beldenin belli semtlerinde et ve ciğer dağıtılarak beslenmiştir.

Diğer taraftan toplumun akciğerleri olan ağaçların, hattâ meyvesiz ve az yapraklı olanlarına varıncaya kadar sulanması için vakıflar tesis edildiği de bilinen bir gerçektir. Ayrıca Fâtih Sultan Mehmed Hân’ın:

“Ormanlarımdan yaş bir dal kesenin başını keserim!” sözü meşhurdur.

 

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Âbide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.