Orucun Bereketi

Maddî bahar olduğu gibi bir de manevî bahar vardır. Bu da Ramazan’dır. Sahuru ayrı, iftarı ayrı güzel Ramazan’daki manevî bereket.

Göğü rahmet bürüsün, yerde huzur yürüsün. Ruha bahar geliyor, zamana yâr geliyor. Düştü rahmet cemresi; hüzün, keder gidiyor; gül Ramazan geliyor. Tâ sahurdan iftara can sofrası kurulsun, orucun bereketi cihana duyurulsun.

RAMAZAN GELDİ BİZE

- Ey azizan! Şair, “Görünce gül hilali,/ Hoş oldu gönül hâli;/ Terk eyledik melâli,/ Sahurda güldü bize,/ Ramazan geldi bize.” diye sevinip duruyor. Sizler ne hâldesiniz?

- İçim içime sığmıyor. Aklım almıyor Ramazan’daki manevî bereketi. Sahuru ayrı, iftarı ayrı güzel…

- Rahmetten, bereketten kısaca bahsedip işi hemen sahur ve iftara bağladın akıl kardeş. Birkaç lokma yemek için sahura kalkmak işime gelmez arkadaş.

- Aziz dostlar, maddî bahar olduğu gibi bir de manevî bahar vardır. Bu da Ramazan’dır. Dikkat edin cemre düştüğü zaman hava, su, toprak kendiliğinden canlanmaya başlar. Sanki bir emir almış gibi tabiat süslenir; kuşlar, kuzular seslenir; ruhumuz huzur ile beslenir. Sahur da her gün yenilenen manevî baharın başlangıcıdır.

MANEVİ BAHAR NASIL OLUR?

- Boş yere ilkbaharın güzelliğini bize anlatma gönül kardeş. Onu yaşayarak ve görerek biliyoruz zaten. Manevî bahar nasıl oluyormuş? Asıl onu anlat da biz de anlayalım!

- Allah “Ol” deyince her şey olur. Yüce Mevlâ Ramazan gelince zamanın güzel olmasını emrediyor ve her şey güzelleşiyor.

- Doğru dersin gönül kardeş. İnsan hiç aç ve susuz kalarak mutlu olabilir mi? Vallahi aklım almıyor! Sahurdan iftara kadar dünya nimetlerinden uzak kalıyor ama çok huzurlu oluyorum. Herhâlde dünyadan uzaklaştıkça Allah’a yaklaşıyoruz. Gerçi ilk günlerde nefis biraz rahatsızlık veriyor ama üç günden sonra onun da sesi kesiliyor.

- Beni boş yere suçlama akıl kardeş. On bir ay boyunca üç öğün besliyorsunuz sonra da yemek içmek yok diyorsunuz. Buna alışmak kolay mı? Ağlayıp sızlıyorum, bakıyorum sizde bir hareket yok, ben de hâlime razı oluyorum.

- Teslim olan selamette olur ey nefis! Allah Ramazan gelince şeytanın ve nefsin hükmüne son veriyor. Bunu kendimde bariz olarak görüyorum. Gerçekten üç gün sonra nefsimin sesi soluğu kesiliyor. Kuzu gibi oluyor mübârek.

- Arkadaş, ben yeme, içme ve hırsla beslenirim. Bunları kesince güçten, kuvvetten düşüyorum. Ama bekleyin, Ramazan bitsin, bayram gelsin, dizginleri tekrar ele alacağım. Bunu da unutmayın!

- Hım! Bizi tehdit ederken zayıf tarafını da açık ettin. Bunu aklımın bir köşesine yazıyorum. Ne zaman azgınlık yaparsan seni açlık ve susuzlukla terbiye edeceğim.

RAMAZAN’IN HUZURU

- Aziz dostlar, tartışmayı bırakalım da Ramazan’ın huzurunu yaşamaya gayret edelim. Bakın şair ne diyor: “Değdi huzur bûsesi,/ Kesildi nefsin sesi./ Oruçlunun nefesi/ Uhrevî yeldi bize,/ Ramazan geldi bize.” Ramazan sadece ruhumuzu değil sesimizi, soluğumuzu da güzelleştiriyor. Oruçlunun nefesi misk kokusu gibidir. Hele de iftar vakti! Aman Allah’ım! O ne güzellik, o ne duygu yoğunluğu? “Çiçek açınca ezan,/ Mest oldu sanki zaman./ İftar vakti uzanan/ Manevî eldi bize,/ Ramazan geldi bize.”

- Bakın bu konuda size katılmamak mümkün değil. Sahura kalkmak, gün boyu aç ve susuz kalmak bana zor geliyor ama iftar vaktinin huzurunu yaşamak için bunların hepsine katlanırım arkadaş! Yemek güzelleşiyor, su güzelleşiyor, sofra cennet bahçesi oluyor sanki!

- Maşallah nefis kardeş! Ramazanın manevî havası seni de kuşatmış ya, daha ne diyeyim?

- Bu güzellikleri bizlere yaşatan Allah’a şükredelim akıl kardeş. İftardaki nimetin daha fazlasını cennette göreceğiz inşallah.

- O zaman ben de cennete gitmek istiyorum. Ben de oruca devam edeceğim dostlar!

- Nefis kardeş, sen her zaman menfaatini düşünürsün ama bu sefer doğru bir karar verdin. Haydi, Allah yardımcın olsun ve sabrını artırsın.

- Hele bir de Kadir Gecesi var ki birazcık aklı olan, imanı olan bunun bereketinden uzak kalamaz. Bin aydan hayırlı olan bir gece. Bu cömertliği ancak Allah’ımız yapar. Yalnız gökten yağmur yerine rahmet yağsa insan ancak kabı kadar alabilir. Onun için gönlümüzü temiz ve geniş tutalım dostlar. “Kutlu Kadir Gecesi,/ Zamanın en yücesi./ Bağışlandı nicesi,/ Merhamet seldi bize,/ Ramazan geldi bize.”

- Durun, durun! Kadir Gecesi’ni de çok sevdim. Bu ne zenginlik, bu ne cömertlik? Nefis olarak ben de faydalanmak isterim bu geceden. Evet, ben bencilim ama ahmak değilim arkadaş.

- Hey maşallah nefis kardeş! Ramazan seni de coşturdu. Yalnız Allah’ın diğer geceleri ve günleri de mübârek ve bereketlidir. Ne demiş eskiler: “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil.”

RAMAZAN’IN FAZİLETİ

- Aziz dostlar, Ramazan on bir ayın sultanıdır. Sultana hürmet etmek gerekir. Ramazan’ın fazileti Kur’an’ın bu ayda inmesinden kaynaklanmaktadır. O zaman Kur’an’la hemhâl olmak gerekir. Onu okuyup anlayan ve hayatına uygulayanlardan eylesin Yüce Mevlâ bizleri. Allah’ın rızasını kazanmak istiyorsak bazı zorluklara katlanmalıyız. Çünkü “Emeksiz yemek olmaz.”, “Ne ekersen onu biçersin.” Bu dünya ahretin tarlasıdır. Her insan sevabını da günahını da burada kazanır. Mahşer gününde amellerimize göre muamele görürüz. Gelin, rahmetin sağanak gibi yağdığı bu ayda heybelerimizi doldurup Allah’ın razı olduğu kullardan olalım. Elhamdülillah “İlk on günü rahmetle,/ Ortada mağfiretle,/ En sonunda cennetle/ Müjdeler dize dize,/ Ramazan geldi bize.”

RAHMET SAĞANAĞI

Hilal ince ince güldüğü zaman,

Yaprak çiçeklenir, dal çiçeklenir.

Mübârek Ramazan geldiği zaman,

Yürek çiçeklenir, kul çiçeklenir.

***

Melek duaları beyaz bir gonca,

Açılır semâda gece boyunca.

Niyet edip ilk sahura kalkınca,

Şafak çiçeklenir, gül çiçeklenir.

***

Akşam kurulunca iftar sofrası,

Nurla dolar yerle göğün arası.

Gelince Mevlâ’nın ikram sırası,

Dilek çiçeklenir, el çiçeklenir.

***

Sabır ile şükür besler geceyi,

Teravih namazı süsler geceyi,

Kuşatır en güzel hisler geceyi,

Sokak çiçeklenir, yol çiçeklenir.

***

Bin aya bedeldir bir tek hecesi,

Gelince mübârek Kadir Gecesi,

Rahmet sağanağı, yağmur öncesi

Dudak çiçeklenir, dil çiçeklenir.

***

Tek yürek olunca yaşlısı genci,

Dökülür gözlerden binlerce inci.

Gönüllerde başlar bayram sevinci,

Petek çiçeklenir, bal çiçeklenir.

Kaynak: Bestami Yazgan, Altınoluk Dergisi, Sayı: 434

İslam ve İhsan

RAMAZAN AYININ 8 BEREKETİ

Ramazan Ayının 8 Bereketi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.