Orta Asya'nın En Büyük Camisi Kazakistan'da Açıldı

Kazakistan'da inşaatı tamamlanan Orta Asya'nın en büyük camisi olma özelliğine sahip Büyük Nur Sultan Camisi, törenle açıldı.

Kazakistan bayrağı rengini andıran gök mavisi kubbesi ve minareleriyle başkent Nur Sultan'da inşa edilen caminin açılış töreni, kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in katılımıyla gerçekleşti.

Törene Özbekistan, Kırgızistan, Moğolistan, Rusya ve Mısır'dan dini yetkililer ve Kazakistan'daki Müslüman ülkelerin büyükelçileri ile çok sayıda basın mensubu katıldı.

Nazarbayev, burada yaptığı konuşmada, camiyi bağımsızlık döneminde ülkenin egemen olmasında yar ve yardımcı olan Yüce Allah'ın için inşa ettirdiğini belirterek "Bu caminin ibadete açılması sadece başkentimiz ve ülkemiz için değil, tüm Müslüman alemi için önemli olay." dedi.

Kazakistan Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa etmeden bir gün önce söz konusu caminin temelini Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile attıklarını anımsatan Nazarbayev, "Temel atma töreninde, Allah'a halkımızın geleceğini ve devletimizin özgürlüğünü daim etmesi için dua ettik." ifadesini kullandı.

Nazarbayev, caminin iş insanları ve gönüllüler tarafından finanse edildiğine dikkati çekerek yapının ana müteahhidi Türk iş insanı Fettah Tamince, Sembol İnşaat ve çalışanlarına teşekkür etti. Açılışın ardından camide cuma namazı kılındı.

"HALK CAMİ MİNARESİ ORTAYA ÇIKTIĞINDAN BERİ YOĞUN BİR İLGİ GÖSTERİYOR"

Sembol İnşaat İcra Kurulu Başkanı Ali Tamince, tören sonrası AA muhabirine yaptığı açıklamada, cami inşaatına 2019'da başladıklarını ve Kovid-19 salgınının oluşturduğu zorluklara rağmen inşaatı özenle sürdürdüklerini kaydetti.

Tamince, caminin tasarımını Türk ve Orta Doğulu mimarların yaptığını ifade ederek "Halk sadece bugün değil, cami minaresi ortaya çıktığından beri yoğun ilgi gösteriyor. Herkes camiyi ve inşaat süresini yakından takip etti. Bugün hemen hemen görüştüğüm herkesten çok olumlu dönüşler aldık. İnsanlar hem büyüklüğünden, iç mimarisinden ve yapısından etkilendiklerini söylüyorlar. Bu bizi çok gururlandırdı." dedi.

"BİR ŞAHESER DİYORUM"

Törene katılan Türkiye'nin Nur Sultan Din Hizmetleri Müşaviri Neşet Bodur da mübarek cuma gününde "şaheser" niteliğindeki caminin açılışına tanıklık ettiklerini söyledi.

Bodur, "Gerçekten benim çok hoşuma gitti. Bir şaheser diyorum. Çünkü sadece cami olmasının yanında kütüphanesi, mektebi, diğer alanlarıyla hele etrafına baktığımızda bahçeleriyle şaheser diyebileceğimiz bir müessese. Emeği geçen herkese ülkemiz adına çok teşekkür ediyorum. İnsanlar akın akın geliyorlar. Seviniyorlar. Böyle bir eserin yapılmış olması Kazak halkını da son derece sevindirdiğini düşünüyorum.” dedi.

CAMİ, İSLAM MİMARİSİ İLE GELENEKSEL KAZAK MOTİFLERİNİN BÜTÜNLEŞTİĞİ TASARIMIYLA DİKKATİ ÇEKİYOR

Yaklaşık 68 bin metrekare alana inşa edilen Büyük Nur Sultan Camisi, Orta Asya'nın en büyük camisi özelliğini taşıyor.

Gök mavisi rengi ve 62 metre genişliğe sahip ana kubbesiyle dünyada tek olan Büyük Nur Sultan Camisi, her biri 134 metre yükseklikteki dört minaresi ve dört yan kubbesi ile uzaktan göz kamaştırıyor.

Tasarım ve yapım açısından birçok özelliği bulunan cami, ayrıca dünyanın en büyük 10 camisi arasında yer alıyor.

Aynı anda 35 kin kişinin namaz kılabileceği camide, yerden ısıtma sistemi sayesinde kışın yapının avlusunda da saf tutulabilecek.

İslam mimarisi ile geleneksel Kazak motiflerinin bütünleştiği tasarımıyla dikkati çeken camide 25 milyon cam mozaik ile yapılan ve Allah'ın 99 isminin yazılı olduğu Kıble Duvarı öne çıkıyor.

Caminin ana avizesi de büyüklüğü ve 1,5 milyon kristaliyle dünya rekoruna sahip. Cami, Hindistan'da yaklaşık 5 bin kişinin elle dokuduğu oval desenli halısının yanı sıra tüm kapı ve vitraylarının el yapımı olmasıyla da ziyaretçileri büyülüyor.

Bünyesinde İslam Müzesi, kütüphanesi, nikah salonu, Kuran-ı Kerim derslikleri, konferans salonu ve kapalı otoparkı da bulunan Büyük Nur Sultan Camisi'nin, ülkenin yeni sembollerinden biri olması bekleniyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

DÜNYANIN EN ESKİ CAMİLERİ

Dünyanın En Eski Camileri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.