Öldüğümüzde Ne Olacak?

İnsan hayatı dört devresi nedir? Öldüğümüzde ne olacak? Kabir hayatı nasıldır? Kabirde soru sormakla görevli olan melekler hangileridir? Kabirde neler sorulacak? Kabir hayatı ile ilgili ayet ve hadisler.

İnsan hayatı dört devreye ayrılabilir:

1. Ruhların topluca yaratılıp, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” [1] ilâhî hitabından itibaren, anne karnındaki cenine yaklaşık dört ay on gün sonra ruh üfleninceye kadar olan dönem. Buna dünya öncesi ruh dönemi de diyebiliriz. Bu dönemdeki halini Allah’ın izin verdiği kimselerden başkası hatırlamaz ve bilmez.

2. Dünya hayatı. Beden, dünyanın fizik, şart ve özelliklerine sahip olan ve dünyada kalması gereken süre içinde, ruha bir kılıf, bir ortam vazifesi gören bir araçtır.

3. Ölümle kıyametin kopması arasında geçen kabir hayatı dönemi.

4. Yeniden dirilme ile başlayıp sonsuza kadar devam edecek olan ahiret hayatı. Bu duruma göre kabir hayatı, dünya hayatı ile âhiret hayatı arasında yer almaktadır. Buna berzah hayatı da denir.

KABİRDE SORU SORAN MELEKLER

Kabirde Münker ve Nekir adlı iki meleğin soru sorması ve verilecek cevaba göre iyi veya kötü olarak başlayacak olan kabir hayatı kitap ve sünnetle sabittir.

Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Ateş, sabah, akşam onlara sunulacak ve kıyametin kopacağı gün de; Fir’avun hanedanını azabın en çetinine sokun, denilecek.” [2] Bu âyette sözü edilen ve kıyamet kopmazdan önce meydana geleceği bildirilen azabın, kabir azabı olduğu anlaşılmaktadır.

KABİRDE SORULACAK SORULAR

İnsan öldükten sonra kabre konulunca Münker ve Nekir adında iki melek kendisine gelerek “Rabb’in kimdir?”, “Peygamber’in kimdir?”, “Dinin nedir?” diye soracak, iman ve güzel amel sahibi olanlar bu sorulara doğru cevap verecek, kendilerine Cennet kapıları açılarak cennet gösterilecektir. Münkir ve münâfıklar ise bu sorulara doğru cevap veremeyecek, kendilerine Cehennem kapıları açılarak Cehennem gösterilecek, kendileri için acı ve sıkıntılı bir kabir hayatı başlayacaktır.[3]

KABİR HAYATI NASILDIR?

Hadislerde şöyle buyurulur: “Kabir, ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse eğer o duraktan kurtulursa sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulamazsa, sonrakileri geçmek de zor olur.” [4] “Kabir Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur.” [5] İbn Abbas (r.a) Rasûlullah (s.a.s)’in iki kabrin yanından geçerken şöyle buyurduğunu rivâyet eder: “Şüphesiz bu ikisi azap görüyorlar. Gördükleri azap da çok büyük bir iş için değil. Onlardan birisi, küçük abdestte idrar sıçrantısından sakınmaz ve temizlenmezdi. Diğeri ise söz getirip götürerek insanların arasını açardı.” [6]

Dipnotlar:

[1] A’râf, 7/172. [2] Mü’min, 40/46. [3] Kabir sorgulaması için bk. Müslim, Cennet, 17; Tirmizî, Cenâiz, 70; Tergîb ve’t-Terhîb, III, 369. [4] Tirmizî, Zühd, 5; İbn Mâce, Zühd, 32. [5] Tirmizî, Kıyâme, 26. [6] Buhârî, 4/55; Müslim, 2/34; Ebû Dâvud, 1/11; Tirmizî, 1/53.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

KABİR HAYATI

Kabir Hayatı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.