
Neml Suresi 27. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Neml Suresi 27. ayeti ne anlatıyor? Neml Suresi 27. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Neml Suresi 27. Ayetinin Arapçası:
قَالَ سَنَنْظُرُ اَصَدَقْتَ اَمْ كُنْتَ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ
Neml Suresi 27. Ayetinin Meali (Anlamı):
Süleyman dedi ki: “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancının biri misin, şimdi göreceğiz.”
Neml Suresi 27. Ayetinin Tefsiri:
Hüdhüd’ün
“sana Sebe’ halkından çok mühim ve doğuluğu kesin bir haber getirdim” sözünde
devlete arz olunacak haberlerin iyi araştırılarak şüpheden uzak olması
gereğine; Hz. Süleyman’ın da “doğru söyleyip söylemediğine bakacağız” sözünde
de devlet başkanın her duyduğu habere güvenerek harekete geçmemesinin ve o
haberin doğruluğunu mutlaka araştırmasının önemine işaret vardır. Nitekim
âyet-i kerîmede buyrulur:
“Ey
iman edenler! Size, ‘hiçbir endişe, iç burkulması duymadan dinin emir ve
yasaklarını açıktan açığa çiğneyebilen ve yalana aldırmayan’ bir kimse önemli
bir haber getirecek olursa bunun doğru olup olmadığını iyice araştırın. Yoksa
bilmeden bir topluluğa karşı haksız bir saldırıda bulunur, sonra da yaptığınıza
pişman olursunuz!” (Hucurât 49/6)
Ayrıca
burada “haber-i vâhid”in[1]
kesin bilgi ifade etmediğine, doğru ya da yanlış olma ihtimalinin bulunduğuna,
dolayısıyla bu hususta “caiz” sınırında durmak gerektiğine bir delâlet görmek
mümkündür. Diğer yönden o haberi getireni hemen reddetmeyip, verdiği haberin
doğru veya yanlış olduğuna bakmanın lüzûmuna da bir işaret vardır. Süleyman
(a.s.), Hüdhüd’ün mazeretini kabul ederek onu cezalandırmaktan vazgeçmiştir.
Bununla devlet başkanının ve mevkilerine göre diğer idârecilerin, halkın
mazeretlerini kabul edip cezalandırmayı bırakmaları tavsiye olunmaktadır.
Bu
âyet-i kerîmeler, müşriklere ve dinden habersiz insanlara mektuplar gönderip bu
yolla onları İslâm’a daveti bir üsul olarak önümüze koyar. Ayrıca dinin tebliği
bakımından günümüzün mektup, telefon, telgraf, mesaj, mail gibi tüm iletişim
vasıtalarının etkin bir şekilde kullanımını teşvik eder. Nitekim Resûlullah
(s.a.s.), Medine döneminde pek çok devlet başkanı ve kabile reisine İslâm’ı
tebliğ etmek üzere mektuplar göndermiştir.
Hüdhüd mektubu alıp gitti, emredildiği gibi
mektubu onların yanına bıraktı. Bir kenara çekilip Belkis ve tayfasının ne
yapacaklarını ve mektuptaki taleplere nasıl bir karşılık vereceklerini
beklemeye başladı:
[1]
Haber-i vâhid: Tek kişinin verdiği haber.
Neml Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Neml Suresi 27. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR
Çok güzel