Neden Kış Aylarında Kilo Alırız?

Soğuk kış günleri en sertinden kendini hissettirirken, vücudumuzda bu aşırı soğuklara karşı kendi önlemini çoktan almaya başladı bile.

Hava sıcaklıklarının düşmesi ile kilo alımının hızlanmasındaki ters orantının nedeni; vücudun ısısını artırmaya çalışmasıdır. Metabolizmamızın asıl amacı, vücudumuzu belirli bir ısıda tutarak bizi korumak ve vücudumuzun yaşamsal fonksiyonlarını en iyi şekilde yerine getirmesini sağlamaktır.

Kış aylarında, havaların soğuması ve vücut ısımızın düşmeye başlamasıyla metabolizma beyne alarm verir: “Besinlerden alınan enerjinin depolanması gerekiyor, vücut ısısını korumalıyız.” Bu doğal süreç bizim müdahale edebileceğimiz bir şey değildir; aksine bizi koruyan mekanizmamıza bir kez daha hayran olmamız için bir sebeptir.

Soğuyan havanın yanı sıra metabolizmamızın yavaş çalışmasının diğer bir sebebi, günlerin yani gündüzlerin kısalmasıdır. Vücut gece-gündüz dengesine göre kendini adapte eder. Aydınlık saatleri, alınan besinlerin enerjiye çevrilip harcanacağı; karanlık saatleri ise alınan besinlerin depolandığı zamanlar olarak ayırabiliriz. Kış aylarında gündüz saatleri karanlık saatlerden az olduğu için metabolizma hep depolama sinyalleri verir.

KIŞIN BESLENME ÖNERİLERİ

Bu doğal süreci değiştirmeye çalışmak yersiz olacaktır. Bu aylarda yapılabilecek birkaç önemli değişiklik, kilonuzu korumanıza ve dilerseniz kilo vermenize olanak sağlayacaktır.

Öğünlerinizi 3 ana, 2 ara öğüne çıkartın; küçük porsiyonlarla ama sık beslenin.

Karanlık saatlerde tükettiğiniz besinler şeker, un ve bol miktarda yağ içermemeli. Hava karardıktan sonra protein ve sebze ağırlıklı beslenmelisiniz.

Akşam yemeklerinizi en geç saat 19.00’da yemiş ve masadan kalkmış olmalısınız.

Kış aylarında ihtiyaç duyduğumuz vitaminleri bizlere sağlayacak meyveleri, aydınlık saatlerde, ara öğünlerinizde, protein içeren besinlerle birlikte tüketin. Böylece daha uzun sürede sindirilir ve tokluk hissi yaratır.

Sabah saatlerinde zaten aktif olan metabolizmanız, size sabah saatlerinde yediğinizi enerjiye çevirmek için olanak sağlar. Akşam saatlerinde yavaşlayan metabolizmanızı canlandırmak için kardiyovasküler aktivitelerinizi bu saatlere çekebilirsiniz.

Kaynak: Haber 7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.