Müslümanların Merhamet ve Şefkati

Gerçek merhamet, şefkat ve cömertlik; kişinin sadece âile efradına ve yakınlarına olan iyilikleri değildir. Bilâkis, Peygamber Efendimizʼin buyurduğu gibi, en yakından başlayıp “bütün mahlûkâtı içine alan”, yani Yaratanʼdan ötürü bütün yaratılanlara gösterilen iyiliktir.

Efendimiz, ashâbına gerçek merhameti sormuş ve anne-babanın evlâdına beslediği türden, hayvanlarda da görülen bir merhametin yeterli olmadığını beyân etmiştir.

BÜTÜN MAHLÛKATA UZANACAK BİR MERHAMET

Şümullü bir merhamet; evlât ve akrabadan başlayıp, bütün mü’minlere, oradan, bütün insanlığa, oradan bütün mahlûkāta kadar uzanacak geniş kanatlar îcâb ettirir.

Cenâb-ı Hak, mü’minleri tarif ederken;

«Onlar birbirlerine karşı merhametlidirler.» (el-Fetih, 29) buyurmaktadır. Suçluyu, günahkârı affetmeyi, onu takvâ toplumuna kazandırmayı teşvik edici çok sayıda âyet-i kerîme vardır.

Kendisini taşlayarak öldürenlerin, şehâdet şerbetini tattığında ulaştığı makamı görebilmiş olmasını temennî eden Habîb-i Neccâr gibi, kendisini taşlayan Tâiflilere bedduâ etmek yerine;  «Yâ Rabbi! Onlar bilmiyorlar!» diyerek hidâyetlerine duâ eden Efendimiz gibi şümullü bir merhamet duygusuna sahip olmak her mü’minin ufku olmalıdır.

PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN MERHAMET VE ŞEFKAT UFKU

Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in kendi şahsına izâfe ederek bize telkin buyurduğu şu merhamet ufku ne kadar mânidar ve yücedir:

“Ben her mü’mine kendi nefsinden daha ileriyim, daha üstünüm. Bir kimse ölürken mal bırakırsa o mal kendi yakınlarına aittir. Fakat borç veya yetimler bırakırsa, o borç bana aittir; yetimlere bakmak da benim vazifemdir.” (Müslim, Cum’a, 43. Ayrıca bkz. İbn-i Mâce, Mukaddime, 7)

Bu hasletleri kaybetmemek ve hakikî mü’minler olarak son nefeslerini vermek arzusunda olan ecdadımız, bir rahmet toplumu inşâ etmişlerdir. Hazret-i Peygamber’den aldıkları merhamet mayası ile hem insanlara hizmette hem de mahlûkāta şefkatte zirveye ulaşan nice vakıflar kurmuşlardır. O devirlerde ülkemize seyahate gelen yabancılar, hâtıralarında müslüman mahallelerde bulunan kedi ve köpeklerin insanların etrafında döndüklerini, diğer mahallelerde ise insan görünce hızla kaçtıklarını anlatırlar.

GAYRİMÜSLİMLERİN İTİRAFLARI

Türk düşmanlığıyla bilinen Avukat Guer şunları itiraf etmekten kendini alamamıştır:

“… Müslüman Türk’ün şefkati hayvanlara bile şâmildir. Bu hususta vakıflar ve ücretli şahıslar vardır. Bu şahıslar, sokaklardaki köpek ve kedilere ciğer dağıtırlar. Verilenlere alışmış olan hayvanlar da, besicilerin şefkatli seslerini o kadar iyi tanırlar ki, işitir işitmez hemen yanına koşmakta hiçbir zaman kusur etmezler.

Kasapların da her gün muayyen miktar kedi ve köpek beslemeleri, îtiyat hâlindedir.

Ayrıca Şam’da, hastalanan kedi ve köpeklerin tedavisine mahsus bir hastahâne vardır.”

Yani o zamanlar kedi ve köpekler bile müslümanların âbidevî merhametinin şâhidiydi.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2009 Ay: Eylül Sayı: 55

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.