Müslümanlar Birbirlerinin Umududur

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Müslümanlar Birbirlerinin Umududur” başlığıyla yayınlandı.

“Müslümanlar Birbirlerinin Umududur” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde, Allah’a inanan ve O’na sığınan bir müminin gönlünde umutsuzluğa yer olmadığı belirtildi.

Hutbede Allah’a, aynı peygambere, aynı kitaba inanan, aynı kıbleye yönelen Müslümanlar, birbirlerinin umudu olduğu ifade edildi.

03.03.2023 tarihli cuma hutbesi...

MÜSLÜMANLAR BİRBİRİNİN UMUDUDUR

Muhterem Müslümanlar!

Bizler için ayrı bir kıymeti olan Üç Aylar’ı idrak ediyoruz. Önümüzdeki Pazartesi gününü Salı’ya bağlayan gece, nice hikmet ve bereketle dolu Berat gecesine erişeceğiz inşallah. Ruhumuzu inciten her türlü hatadan, yaratılış gayemize ve Rabbimizin rızasına yakışmayan her türlü kötülükten berat etmek için büyük bir fırsat olan Berat gecemiz mübarek olsun. Yüce Rabbimiz her hikmetli işin kendisi tarafından taksim edildiği bu mübarek geceyi, deprem sebebiyle mahzun olan gönüllerimize, acıyla kavrulan yüreklerimize bir teselli ve inşirah, geleceğimize yönelik bir umut vesilesi kılsın.

Aziz Müminler!

Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: وَلَا تَايْـَٔسُوا مِنْ رَوْحِ اللّٰهِۜ “Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin.”[1] Evet, Allah’a inanan ve O’na sığınan bir müminin gönlünde umutsuzluğa yer yoktur. Zira umuttur insanı yaşatan. İyi ve güzel olanı ummaktır hayata bağlayan. Umut, asla gerçeklerden kaçış değildir. Bilakis umut, tam bir teslimiyetle Allah’a dayanmak, sımsıkı bir şekilde azme sarılmak, hikmete râm olmaktır. Geçmişin acılarını unutmadan kararlılıkla ayağa kalkmak, istikbali bugüne çağırmaktır. Dertlerimiz ne kadar büyük, sıkıntılarımız ne kadar fazla olursa olsun kâinatın yegâne yaratıcısı olan Rabbimizin rahmet ve mağfiretine sığınmaktır umut. Varlık âleminde hiçbir şeyi başıboş bırakmayan hikmet ve kudret sahibi Yüce Mevla’mızın inayet ve keremiyle nefes almak, huzur ve güven bulmaktır umut.

Aziz Kardeşlerim!

Aynı Allah’a, aynı peygambere, aynı kitaba inanan, aynı kıbleye yönelen Müslümanlar, birbirinin umududur. Her bir Müslüman, kardeşinin acısını kendi acısı bilir. Kardeşinin kederini kendi kederi görür. Bu bilinçle darda kalan kardeşinin yanında olur. Sıkıntıyla örselenen ruhuna dokunur, garipleşen yüreğine derman olur. Kardeşinin emaneti olan öksüz ve yetim yavrusuna uzanan bir şefkat eli, ona kol kanat geren bir koruyucu olur.

Muhterem Müminler!

İnanıyoruz ki her karanlık gecenin nurlu bir sabahı vardır. Yaşadığımız sıkıntılar da son bulacaktır Allah’ın izniyle. Zorluklara نِعْمَ الْمَوْلٰى وَنِعْمَ النَّص۪يرُ ، حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. O ne güzel mevlâdır, O ne güzel yardımcıdır!”[2] diyerek göğüs geren, Allah’a olan sevgisinden ve güveninden güç alarak daima dimdik duran aziz milletimiz, bu günleri de aşacaktır inşallah. Yeter ki bizler, imanımızın gereği umut ve güveni, birlik ve beraberliği, muhabbet ve samimiyeti kuşanalım. Rabbimize dayanarak, kendimize güvenerek, kardeşlerimizle yardımlaşarak bu zor günlerin üstesinden gelmek için çaba gösterelim.

Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bize öğrettiği şu duayla bitiriyorum: “Allah’ım! Sana yöneldik. İşimizi sana havale ettik. Umut ve huşu içinde sana sığındık.”[3]

Dipnotlar:

[1] Yûsuf, 12/87. [2] Âl-i İmrân, 3/173; Enfâl, 8/40. [3] Buhârî, Vudû’, 75.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

İSLAM’DA ÜMİTSİZLİK YOKTUR

İslam’da Ümitsizlik Yoktur

ALLAH’IN RAHMETİNİ ÜMİT ETMENİN FAYDASI

Allah’ın Rahmetini Ümit Etmenin Faydası

ALLAH’IN RAHMETDEN ÜMİT KESMEMEK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Allah’ın Rahmetden Ümit Kesmemek İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.