"Müslümanlar ABD'ye Alınmasın"

ABD'de Cumhuriyetçilerin başkan aday adaylarından Donald Trump, göçmen ya da turist olarak ülkeye girmek isteyen Müslümanların alınmaması çağrısı yaptı.

ABD'de gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin başkan aday adaylarından Donald Trump, Müslümanların ülkeye alınmamasını istedi.

Trump'ın seçim kampanyası ofisinden yapılan açıklamaya göre, tanınmış iş adamı, kamuoyu araştırmalarında "Müslümanların önemli bir kısmının Amerikalılara karşı nefret beslediğinin" görüldüğünü iddia etti.

Trump, "Amerikalı temsilciler neler olup bittiğini çözene kadar Müslümanlar için kapıların tamamen kapatılması" çağrısında bulundu.

Anketlerde Cumhuriyetçi adaylar arasında önde görünen Donald Trump, "Biz bu sorunu ve getirdiği tehlikeli tehdidi belirleyip anlayana kadar ülkemiz sadece cihada inanan ve insan hayatına saygı duymayan kişilerin korkunç saldırılarının kurbanı olmamalı" ifadesini kullandı.

Trump'ın kampanya müdürü Corey Lewandowski ise başkan adayının önerdiği yasağın ABD'ye göçmen ya da turist olarak girmek isteyen herkes için geçerli olduğunu söyledi.

MÜSLÜMAN KARŞITLIĞINI ARTTIRIYOR

ABD'deki Müslümanları temsil eden en büyük kuruluş Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi, Trump'ın sözlerine tepki gösterdi. Konseyin iletişim direktörü İbrahim Hooper, "Donald Trump Müslüman karşıtı bağnazlığını artırırken insan bir sonraki sözünün ne olacağını merak ediyor" dedi..

Beyaz Saray ise Trump'un açıklamasını "Amerikan değerlerine tümüyle aykırı" olarak niteledi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Ben Rhodes, CNN kanalına verdiği mülakatta, Trump'ın sözleri için, "Amerikalılar olarak sahip olduğumuz değerlere tamamen aykırı. Yasamız din özgürlüğüne saygıyı içermektedir" ifadesini kullandı.

Cumhuriyetçi Parti'nin bir başka başkan aday adayı eski Florida Valisi Jeb Bush Twitter'dan "Donald Trump'ın akli dengesi yerinde değil. Politika önerileri ciddi değil" yorumunu yaptı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.