Modern Çağın Hastalığı

Türk Toraks Derneği Orta Karadeniz Şubesi Başkanı Prof. Dr. Oğuz Uzun, "Her 7 çocuktan birinde, erişkinlerde ise 12 kişiden birinde astım olduğunu biliyoruz. Astım modern çağın hastalığıdır. Modern hayatla özellikle şehirlerde astım arttı." dedi.

Uzun, Dünya Astım Günü dolayısıyla Samsun Dr. Kamil Furtun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi'nde düzenlediği basın toplantısında, astımın önemli kısmının "alerjik hastalık" grubuna girdiğini söyledi.

Hastaların yüzde 90'ından fazlasında ev tozu akarı alerjisi bulunduğuna dikkati çeken Uzun, astımın dünya genelinde sıklığı artan bir hastalık olduğunu vurguladı.

Dünyada 300 milyon astım hastası bulunduğunu belirten Uzun, "Her 7 çocuktan birinde, erişkinlerde ise 12 kişiden birinde astım olduğunu biliyoruz. Astım modern çağın hastalığıdır. Modern hayatla özellikle şehirlerde astım arttı." ifadelerini kullandı.

ASTIMIN BELİRTİLERİ

Hastalığın, tekrarlayan nefes darlığı, soluk alıp verirken ortaya çıkan hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtileri olduğuna dikkati çeken Uzun, şöyle devam etti:

"Astım, ilaçlar ve modern tekniklerle tamamen kontrol altına alınabilen bir hastalık. Hastalar astımdan korkmamalıdır. Doktorlarıyla iyi iletişim kurmalıdırlar. Bu hastalığı tedavi etmek için iki tür ilaç vardır. Birincisi hastalığın başladığı dönemdeki kurtarıcı ilaçlar, ikincisi ise tedavi edici grup ilaçları. Tedavi edici olanların düzenli şekilde, kurtarıcı ilaçların ise şikayetin başladığı dönemde kullanılması gerekiyor. Sık yapılan hata, kurtarıcı ilaçların kullanılması, tedavi edici ilaçların kullanılmamasıdır. Ayrıca hasta iyi olduğu zaman ilacını kullanmıyor, bu da atakların sıklaşmasına neden oluyor."

Astımda ilaçların solunum yoluyla alınması gerektiğini anlatan Uzun, "Hastaların düzenli egzersiz yapması lazım. Egzersiz birçok hastalık gibi astıma da iyi geliyor. Dengeli beslenmek ve solunan ortam havasını temiz tutmak da gerekli. Düzenli olarak evin havalanması lazım." diye konuştu.

Hastanenin Yöneticisi Taner Kutlu da hastalarının yüzde 26'sını astımlıların oluşturduğunu kaydederek, "Astım hastalarının çoğu alerjik. Bu nedenle hastalarımıza alerji testi yapıyoruz. Testlerde ev tozu akarları, bazı hayvanların tüyleri, mantarlar ve bazı bitkilerin alerji yapıp yapmadığını ölçüyoruz." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.