Mesnevi Svahilice'ye Tercüme Edildi

Konya Büyükşehir Belediyesi, Mevlana Celaleddin Rumi'nin dünyaca tanınan eseri Mesnevi'yi Svahilice yayımladı.

Konya Büyükşehir Belediyesi, Mevlana Celaleddin Rumi'nin dünyaca tanınan eseri Mesnevi'yi Svahilice yayımladı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mevlana'nın yüzyıllar öncesinden Konya'da yaktığı ışığın bugün dünyanın her yerinde kalpleri aydınlattığını söyledi.

Tasavvufta Mevlevi yolunun öncüsü Mevlana'nın, Türk-İslam sufilerinin en tanınmışlarından olduğuna dikkati çeken Akyürek, Mevlana'nın eseri Mesnevi'nin ise sevgi, hoşgörü ve barışa ilham kaynağı olarak görüldüğünü dile getirdi.

Mesnevi'nin dünya dillerine çevrilmesi çalışmasının devam ettiğini belirten Akyürek, bu çalışmalarla eserin daha fazla kişi tarafından okunmasına katkı sağladıklarını vurguladı.

"2005'TEN BUGÜNE 25 DİLDE BASKISI YAPILDI"

Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığınca 2005'ten bugüne Mesnevi'nin 25 dilde baskısının yapıldığını bildiren Akyürek, şunları kaydetti:

"Böylesine önemli bir başucu kitabını, eşsiz bir kaynağı, daha geniş kitlelerle buluşturmayı kendimiz ve kültürümüz için bir ödev telakki ederek, kurumsal sorumluluğumuz gereği yayın hayatına kazandırdık. Mesnevi'nin, dünyanın önde gelen dillerinden biri olan Svahilice'ye çevrilerek basımı tamamlandı. Svahilice Mesnevi, altı cilt halinde lüks kutulu ve baskılı şekilde Kültür AŞ merkezlerinde okuyucularına sunuldu. Hedefimiz Mesnevi'yi 50 dile çevirmek."

DOĞU AFRİKA ÜLKELERİNDE KONUŞULUYOR

Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Somali, Tanzanya ve Uganda gibi Doğu Afrika ülkelerinin ortak dili Svahilice, dünyanın yaygın dilleri arasında yer alıyor.

Afrika Müslümanlarının dili olarak da kabul edilen Svahilice'de çok sayıda Arapça kökenli kelime olduğu biliniyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.