Medîne Harem-i Şerîfi’nin Özellikleri

Medîne Harem-i Şerîfi hakkında bunları biliyor muydunuz? Kevser Çoruh, Medîne Harem-i Şerîfi’nin özelliklerini yazdı.

Medîne Harem-i Şerîfi’nin özellikleri şunlardır:

MEDÎNE HAREM-İ ŞERÎFİ HAKKINDA BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Medîne-i Tâhire[1] Harem-i Şerîfi’nin[2] dört kapısı vardır. Bunlar Bâbü’s-Selâm, Bâbü’r-Rahme, Bâbü’n-Nisâ ve Bâbu Cibrîl’dir. İki penceresi vardır ki, bunlar da “Cibrîl” ve “Muvâcehe”dir.

Harem-i Şerîf, uzunluk ve genişlik itibariyle Ayasofya Câmii’nden büyüktür. Lâkin yarısı çatı ile örtülü, yarısının ise üstü açıktır. Kapalı olan kısım da açık olan kısım da câmîdir. Mescid-i Şerîf içindeki Hücre-i Şerîf[3], “Şebeke” yani çepeçevre kafes biçiminde mâdenî bir parmaklık ile çevrilidir. Minber ile Şebeke arasındaki kısma “Ravza-i Mutahhara” adı verilir. Peygamberimiz’in ﷺ mübârek başları bu taraftadır.

Muvâcehe-i Şerîf denilen pencere, Rasûlullah Efendimiz’in ﷺ sağ taraflarında bulunur. Harem-i Şerîf hizmetiyle / bekçiliğiyle vazifeli ağaların bulunduğu yere “Tekye” denir. Rasûlullah Efendimiz’in ﷺ sol taraflarındadır. Bunlar mescidin içerisindeki Şebeke’nin dışındadır. Peygamberimiz’in ve iki dostunun türbesinin etrafındaki parmaklığın iç kısmına “Hücre-i Şerîf” denir.

Bu bölüme ancak ferâşet[4] vazifelileri ve Peygamber Efendimiz’in ﷺ soyundan olanlar girebilir. Bunun dışındaki hacılar ve halk, parmaklık dışından, muvâcehe penceresinden türbeyi ziyâret ederler.

Mescidin dört mihrâbı vardır:

  1. Mihrâb-ı Nebî[5] -aleyhisselâm-
  2. Mihrâb-ı Osman[6] -radıyallâhu anh-
  3. Mihrâb-ı Süleyman[7]
  4. Mihrâb-ı Teheccüd[8].

Mihrâb-ı Nebî ve Mihrâb-ı Süleymân’ın sağ ve solunda birer kapı vardır ki, Muvâcehe-i Şerîf’e açılır. Muvâcehe-i Şerîf tarafı Bâbü’s-Selâm’dan huzura varıncaya kadar mermerle döşelidir. Bâbü’s-Selâm’ın solundan Muvâcehe-i Saâdet’e varıncaya kadar bir buçuk zirâ‘ yüksekliğinde, üç kat ferrâşîn (câmi temizleyicilerinin) dolabıyla kesilmiştir. Sağ tarafı Mihrâb-ı Osmânî tarafıdır. Hacılar, namaz kılınırken Bâbü’s-Selâm tarafından namaza engel olmadan Muvâcehe-i Şerîf’e giderler. Zira cemaatin başları görünür, lâkin dolaplar önlerinde bir set teşkil ederler. Eğer cemaat çok kalabalık ise, imâm Mihrâb-ı Osmânî’de namaz kıldırır. Bu esnâda namaz kılınırken Bâbü’s-Selâm’dan kimse giremez. Mihrâb-ı Nebî’nin kapılarında şu hadîs-i şerîfler yazılıdır:

“Benim kabrim ile minberim arası, cennet bahçelerinden bir bahçedir.”[9]

“Beni ölümümden sonra ziyâret eden, sanki hayatımda ziyâret etmiş gibi olur.”[10]

Mihrâb-ı Süleyman, minberin öteki tarafındadır.

İki kapı da orada vardır. Birinde; “Benim kabrimi ziyâret edene şefaatim vâcip olur.”[11] hadîs-i şerîfi yazılmıştır. Diğerinde “Biz, Seni müjdeleyici ve korkutucu bir Peygamber olarak gönderdik!”[12] meâlindeki âyet yazılıdır.

Muvâcehe-i Saâdet üzerinde “Muhakkak ki ameller niyetlere göredir.”[13] hadîs-i şerîfi yazılmıştır.

Mescid-i Nebevî’de 637 kandil vardır ki bunlardan 226’sı yanar. Geriye kalanlar ise, yakılmaz. 311 direk vardır. 227 tanesi normal direktir. Geri kalanlardan 27’si kâşî[14] ve 57’si de mermer direktir. Bu direkler gayet güzel ve hoştur. Bu mermer direkler, Ravza’da ve Muvâcehe-i Şerîfe’dedir. Kâşî’ler ağalar tarafındadır. Geri kalanı etraftadır. 5 minâresi vardır. Hepsinin en büyüğü, Reisiyye’dir. Kapısı Muvâcehe’ye karşıdır. Ezana oradan başlanır ve yine ezan orada bitirilir.

Dipnotlar: 1) Bu metinler, Derviş Ahmed Peşkârî’nin Tayyibetü’l-Ezkâr adlı eserinin Latinize edilmiş şeklidir. 2) Peygamber Efendimiz’in medfun bulunduğu mübârek mescid. 3) Hücre-i Şerîf: İçinde Peygamberimiz ile Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer’in -radıyallâhu anhümâ- kabirlerinin bulunduğu makam. 4) Ferâşet: Kâbe ve Peygamber Efendimiz’in kabrine bakma ve temizleme işi. Bu vazife, büyük bir makam olarak kabul edilirdi. 5) Mihrâb-ı Nebî: Başlangıçta Mescid-i Nebevî’nin bir mihrâbı yoktu. Peygamber Efendimiz’in namaz kıldırdığı yer belliydi. Ömer bin Abdülaziz, Mescid-i Nebevî’yi genişletirken ön duvara oyulmuş niş tarzında bir mihrap ilâve etmiş ve bu mihrap daha sonra Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in mihrâbı olarak tanınmıştır. 6) Mihrâb-ı Osman: Hazret-i Osman, mescitte zemini yükseltilerek çevresi kuşatılan ve “maksûre” adı verilen bir yer yaptırmış ve burada namaz kılmayı âdet hâline getirmişti. 7) Mihrâb-ı Süleyman: H. 938’de (M. 1531-32) Kânûnî Sultan Süleyman tarafından yaptırıldığından bu adı almıştır. 8) Mihrâb-ı Teheccüd: Peygamber Efendimiz’in gece namazı kıldığı yerde bulunan mihraba verilen isimdir. 9) Buhârî, Fazlü’s-salât, 5; Müslim, Hac, 502. 10) Dârekutnî, Sünen, II, 278. 11) Beyhakî, Şüabü’l-îman, III, 490 / Hadis no: 4159. 12) el-Furkan, 56. 13) Müslim, İmâre, 155. 14) Kâşî: Çini, İran’ın Kâş şehrinde yapılan sırlı çini.

Kaynak: Kevser Çoruh, Altınoluk Dergisi, Sayı: 458

İslam ve İhsan

MEDİNE-İ MÜNEVVERE

Medine-i Münevvere

MEDİNE'DEKİ ZİYARET YERLERİ

Medine'deki Ziyaret Yerleri

MEDİNE’NİN FAZİLETLERİ

Medine’nin Faziletleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.