Medeniyet İnşa Eden Nesillerin Özellikleri

Ne ile yetişmiş, hangi esaslarla terbiye ve tahsil görmüş bir insandan bahsetmekteyiz? Elbette, bizim medeniyetimizi inşâ eden Allah ve Rasûlü’nün tâlimatlarıyla, Kur’ân ve Sünnet ekseninde yetişmiş bir insan…

Evlâtlarımızın Kur’ân tahsiline, dünyevî tahsiline verdiğimiz değerden fazlasını vermeliyiz ki; bu bizim Cenâb-ı Hakk’a karşı ihlâsımızı ve Hazret-i Peygamber’e karşı samimiyetimizi test eder. Onların Kur’ân lisânını öğrenmesine, bir yabancı dili öğrenmelerine gösterdiğimiz ihtimamdan fazlasını göstermeliyiz ki; bu bizim kulluğumuzun şiârıdır.

Zira;

Kur’ân-ı Kerim, Cenâb-ı Hakk’ın kullarına göndermiş olduğu bir mektuptur. Kur’ân, hidâyet rehberidir. “Yaş-kuru ne varsa onda vardır.” (Bkz. el-En‘âm, 59) Hiçbir tahsil, Kur’ân tahsiliyle mîzân edilemez. Bütün dünyevî tahsiller de ancak Kur’ân tahsili ile semere verir.

Devrimizde; dînî eğitime çok az bir alâka ve zaman ayırdıktan sonra, dünyevî tahsile büyük emekler ve uzun zamanlar tahsis etme gafleti sergilenmektedir. Vicdanları avutmak için de; yapılan bu ihmal;

«Biz dindar mühendisler yetişsin, dînini bilen doktorlarımız olsun istiyoruz.» gibi sözlerle süslenmektedir. Lâkin dünyevî tahsile verilen ehemmiyetin, ancak çok azı dînî tahsile verilmektedir.

Hâlbuki bu tavır, dînî eğitimi basite almaktır.

MADDİ VE MANEVİ EĞİTİMİN ÖNEMİ

Düşünelim:

Peygamberimiz, ashâbına 23 sene siyer tahsili yaptırdı. Akāid, ibâdet, muâşeret ve hakkı tevzî… Bütün bu esasları tek tek öğretti.

Bunca tahsili çocuklarımızın birkaç ayda alabileceklerine inanmak, dîni ve dînî tahsili hafife almak olur.

Günümüzde yetişkinlikle emeklilik arasında en fazla 30-40 sene sürdürülecek bir meslek için, 10-15 sene tahsille meşgul olunması şart görülmektedir. Bu kıyasa göre; ebedî hayat için, sonsuz âleme hazırlanmak için ne kadar zaman gerekir?

Elbette ömrün tamamı… Yani beşikten mezara, Kur’ân ve Sünnet ile mezc olmuş, iç içe bir tahsil.

Bu sebeple; tahsil bir bütün olarak görülmeli, evlâtlarımızın bu tahsilin her safhasında Kur’ân ve Sünnet çizgisini muhafaza edebilmesini temine gayret edilmelidir. Dînî eğitimi, sâir eğitimden ayırıp koparmak, dar bir sahaya veya zümreye tahsis etmek; bir Tanzîmat devri hastalığıdır.

Bahsedilen Tanzîmat devrinde de; memleketimizin maddî terakkîsine hizmet edecek Avrupâî tahsil görsünler diye, Avrupa’ya gençler gönderildi.

Maalesef onlar memlekete; «kalpleri Fransız, apoletleri Osmanlı» olarak döndüler. Bu yabancılaşmış nesiller, Osmanlı’nın sonunu getirdiler. Onlardan biri olan Fuad Paşa’nın itirafıyla; düşman dışarıdan, bu gafil gençler içeriden yıktı, o koca devleti enkaz hâline getirdiler.

Evlâtların eğitimi husûsunda şu hakikat de unutulmamalıdır:

Her evlâdın bir İslâm âlimi kıvâmında yetiştirilemeyeceği tabiîdir. Fakat emr-i bi’l-mâruf ve tebliğ vazifesinin devamı için ilim ve irşad ehlini yetiştirmek, ümmet üzerine ayrıca farz-ı kifâyedir.

Tedrîsat, firesi yüksek bir saha olduğu için, belki hakkıyla 1 âlimin yetişmesi için 100 evlâda yatırım yapmak îcâb eder.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, YÜZAKI DERGİSİ, Yıl: 2017 Ay: Nisan Sayı: 146

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.