Kurban Bayramı’nda Kaç Kurbanlık Satıldı?

TÜKETBİR Başkanı Bülent Tunç, “Kurban Bayramı’nda 1 milyonun üzerinde büyükbaş ve 3 milyona yakın küçükbaş satıldı.” dedi.

Kurban Bayramı’nda 1 milyonun üzerinde büyükbaş ve 3 milyona yakın küçükbaş satıldığı bildirildi.

Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği (TÜKETBİR) Başkanı Bülent Tunç, 2016’da 924 bin büyükbaş, 2 milyon 720 bin küçükbaş, geçen yıl ise 818 bin büyükbaş ve 2 milyon 720 bin küçükbaş hayvanın Kurban Bayramı’nda kesildiğini hatırlattı.

Tunç, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin kurbanlık vasfı taşıyan 1 milyon 200 bin büyükbaş ve 3 milyon 800 bin küçükbaş hayvanın olduğunu ifade ettiğini belirterek, “Henüz resmi rakamlar açıklanmamasına karşın 1 milyonun üzerinde büyükbaş, 3 milyona yakın küçükbaş kurbanlık satıldı.Bu, ‘neredeyse pazara çıkan bütün kurbanlıklar satıldı’ demek oluyor, yani fiyatlar makul seviyede oluşmuş. Spekülasyon yapanların dediği gibi anormal rakamlar ortaya çıkmamıştır.” dedi.

Et ve Süt Kurumunun (ESK) satılamayan kurbanlıkları aldığına dikkati çeken Tunç, kurbanlıklarını pazarlara getirip satmak isteyenlerin mağdur edilmediğini aktardı. Kurbanlıkların satış merkezlerine nakillerinin ve yer kiralarının yüksek olduğunu belirten Tunç, belediyelerden kira miktarı konusunda duyarlı olmalarını istedi.

ESK’YE TEŞEKKÜR

Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik de geçen yıla oranla hemen hemen aynı miktarda küçükbaş hayvan satıldığını söyledi. Çelik, son iki yıldır bayram tatillerinin uzun olmasından dolayı kurbanlık satışlarının beklenilenden az olduğunu dile getirdi.

Başta yem olmak üzere yetiştiricilerin maliyetlerinin arttığına işaret eden Çelik, “Girdi maliyetlerindeki artışlara rağmen hayvanların fiyatları geçen yıla göre çok fazla artış göstermedi. Bu bayramda bin lira ile 2 bin 500 liraya kadar kurbanlık koyun ve koç alıcı buldu. Ancak bayramın üçüncü gününde fiyatlar yüzde 25 düştü.” değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, ESK’ye de satılamayan kurbanlıkları almasından dolayı teşekkür etti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.