Kur’an’ın Manevi İklimi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Kur’an’ın Manevî İklimiyle Buluşalım” başlığıyla yayınlandı.

“Kur’an’ın Manevî İklimiyle Buluşalım” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde Kur’an’ın bizi en doğru yola ileten şifa kaynağı, hidayet rehberimiz ve rahmet vesilemiz olduğu vurgulandı. Kur’an-ı Kerim’i okumak, doğru anlamak ve en güzel şekilde yaşamanın hayatımızın ana gayesi olması gerektiği belirtildi.

İşte 25.06.2021 tarihli cuma hutbesi.

KUR’AN’IN MANEVÎ İKLİMİYLE BULUŞALIM

Muhterem Müslümanlar!

Medine’nin huzur dolu günlerinden biriydi. Peygamber Efendimiz (s.a.s), Abdullah b. Mesut’u çağırdı ve ona şöyle seslendi: “Ey Abdullah! Bana Kur’an oku.” Bir an şaşkınlık yaşayan Abdullah, “Yâ Resûlallah, Kur’an size indirilmişken, ben mi size okuyayım?” diye cevap verdi. Allah Resûlü, “Evet, ben Kur’an’ı başkasından dinlemeyi çok seviyorum.” buyurdu. Abdullah b. Mesûd, Nisâ Suresi’nden okumaya başladı. Nihayet, “Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak!” (Nisâ, 4/41.) ayetine gelince Rahmet Elçisi’nin gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı ve “Bu kadar yeter.” buyurdu. (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 33.)

Aziz Müminler!

Kur’an; Allah’ın kitabı, sözlerin en güzeli ve en doğrusudur. O, bizi en doğru yola ileten şifa kaynağımız, hidayet rehberimiz ve rahmet vesilemizdir. Nitekim bir ayet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır: “Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan Kur’an geldi.” (Yûnus,10/57.)

Evet! Kur’an-ı Kerim, insanları inançsızlığın karanlıklarından hidayetin aydınlığına çıkarmak için Yüce Allah’tan gelen eşsiz bir hitaptır. Daralan gönüllerimize ferahlık veren Rahmânî bir ses ve nefestir. Sevgili Peygamberimizin ümmetine bıraktığı en değerli emanettir.

Kıymetli Müslümanlar!

Kur’an-ı Kerim’i okumak, doğru anlamak ve en güzel şekilde yaşamak hayatımızın ana gayesi olmalıdır. Göz aydınlığımız olan yavrularımızı Kur’an’ın manevî iklimiyle buluşturmak, onun mesajlarını, helal ve haramlarını evlatlarımıza öğretmek en büyük idealimiz olmalıdır. Unutmayalım ki çocuklarımız, Yüce Allah’ın bize birer emanetidir. Bu nadide emanete sahip çıkmak, onları Kur’an ve sünnetin rehberliğinde büyütmekle mümkündür. Yavrularımızı Allah’a kul, Resûlüllah’a ümmet olma şuuru kazanmış, güzel ahlaklı, vatanına, milletine ve insanlığa faydalı nesiller olarak yetiştirmek en önemli görevimizdir. Peygamberimizin buyurduğu gibi “Hiçbir anne baba çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.” (Tirmizî, Birr, 33.)

Kıymetli Müminler!

Çocuklarımızın Kur’an’la, ibadetle, Sevgili Peygamberimizin örnek hayatıyla buluşup tanışacakları güzel bir fırsat mevsimi yaklaşıyor. 5 Temmuz Pazartesi gününden itibaren yavrularımız, hem yüz yüze hem de çevrim içi olarak Yaz Kur’an Kurslarımız ile buluşacak inşallah. Bu vesileyle sizleri bir an önce cami ve Kur’an kurslarımıza başvurarak ya da Başkanlığımızın web sitesi üzerinden kayıt yaptırmaya davet ediyorum.

Geliniz, göz aydınlığımız ve yarınlarımız olan evlatlarımızı Allah’ın yeryüzündeki manevî sofrası Kur’an’la nimetlendirelim. Gönüllerinin ve zihinlerinin Kur’an’ın nuruyla aydınlanmasına öncülük edelim. Masum yüreklerine Allah ve Resûlü’nün, İslam ve Kur’an’ın sevgisini nakşetmeye vesile olalım.

Hutbemi Peygamber Efendimizin (s.a.s) şu hadisiyle bitiriyorum: “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 15.)

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

KUR’ÂN-I KERİM OKUMANIN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Kur’ân-ı Kerim Okumanın Fazileti İle İlgili Hadisler

KURAN’I KERİM’İ HUŞUYLA OKUYUP YAŞAMANIN MÜKAFATI

Kuran’ı Kerim’i Huşuyla Okuyup Yaşamanın Mükafatı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.