Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Finali Ayasofya Camii'nde Yapıldı

"Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Türkiye Finali" Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde gerçekleştirildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığınca erkek Kur’an kursu öğrencileri arasında düzenlenen "Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Türkiye Finali" Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde yapıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, dereceye giren öğrencilere ödüllerini takdim etti

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yarışmada dereceye giren öğrencilere ödüllerini takdim etti.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, yarışmada önce il, daha sonra bölge birincilerinin belirlendiğini bugün de Türkiye birincisinin belirleneceğini söyledi.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s.), “Sizin en hayırlınız Kur’an-ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” buyurduğunu hatırlatan Başkan Erbaş, “Kur'an kursu öğrencilerimiz bu hayırlı işi vakti ile yaptılar. Kur'an-ı Kerim’i öğrendiler. Bir kısmı hafız oldu. Şimdi de bu birikimlerini bütün milletimizle paylaşıyorlar.” dedi.

Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Kur'an kursu öğrencileri arasında yaptıkları hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i güzel okuma yarışmalarını, Kur’an eğitimine bir teşvik olması amacıyla düzenlediklerini kaydetti.

Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafiz Osman Şahin, Samsun Aşıkkutlu Egitim Merkezi Müdürlüğü Eğitim Görevlisi Hasan Kazancı ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Naci Demirci’den oluşan komisyon üyelerinin değerlendirmeleri sonucunda yarışmada dereceye girenler belirlendi.

Buna göre; Kütahya Emirsultan Kur’an Kursu öğrencisi Furkan Süngü birinci olurken Adana Kozan Yusuf Baysal Erkek Kur’an Kursu öğrencisi Fatih Gökdal ikinci, Samsun Bafra Merkez Kur’an Kursu öğrencisi Erdoğan Okka üçüncü oldu.

Yarışmacıları tebrik eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, dereceye giren öğrencilere ödüllerini takdim etti.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.