Klip Sendromlu Çocuklar Konuşmayı Öğrenemiyor!

3 yaşın altındaki çocuklarda sürekli video klip seyretme sonucu oluşan sendrom, çocukları otizm tehlikesiyle de karşı karşıya bırakıyor. Çocuklar, konuşmayı bir türlü öğrenemiyor.

Çocukla ilgilenilmeyince, oyun oynanmayınca duygusal ihmal oluşuyor. Mesafesiz terk ediş oluyor, çocukların beyni daha az gelişiyor. Büyük kentlerde yaşayan çocuklar daha fazla risk altında. Televizyon ucuz bakıcı. Çocukta geç konuşmaya sebep oluyor" diyen Üsküdar Üniversitesi Rektörü ve NP İstanbul Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuklarda klip sendromu hakkında bilgiler verdi…

ASLINDA OTİZMİN BİR BELİRTİSİDİR

Klip sendromuna özellikle 0-4 yaş arası olan çocuklarda çok sık rastlanıyor. Çocuk, gecikmiş konuşmayla bizlere geliyor. Ebeveynler, "Çocuğumuz bir türlü konuşmaya başlamadı" diyor. Bütün otizm testleri, taramaları yapılıyor. Bakıldığında otizm belirtileri yok, çocukta gecikmiş konuşma var. Zaten gecikmiş konuşma da otizmin belirtisidir.

Çocuğu incelediğimizde; anne ya da anne yerine geçen kişi çocuk ağlamasın, meşgul olsun, ben de rahat çalışayım yahut yemek yesin diye hareketli müzikleri, klipleri açılıyor. Çocuk da sürekli onu seyretmekle vakit geçiyor. Böylelikle beynin sözcük üretme merkezi çalışmıyor. Çünkü sadece alıyor, bilgiyi üretmek zorunda kalmıyor. Karşı tarafında konuşacak kişi yok. Konuşacak kişi olmadığı için çocuğun beyninin sözcük üretmesini, sözcüğe anlam-duygu katmasını sağlayan sinirsel devreler oluşmuyor.

4 YAŞINA KADAR ÖĞRENMESİ LAZIM

Çocuk devamlı sosyal bir ortamda olursa, konuşma ihtiyacı hissediyor. Bir şey soracaksın, o cevap verecek.

Çocuğun doğal sosyal ortamına girmesi gerekir. Onun için apartman çocuğu olarak büyüyorsa çocuğu 3 yaşından sonra hemen kreşe verin diyoruz. Oynarken hemen arayı kapatıyorlar. Klip sendromu teşhisi konulan çocuk; gecikmiş konuşma diye geliyor. Hemen ailesine televizyonu kapattırıyoruz. Sözcük üretmesini gerektirecek bir sosyal ortam sağlamaya çalışıyoruz. Hızla, 4 yaşına kadar öğrenebiliyorlar. Çocukların 4 yaşına kadar iletişim kurmayı, konuşmayı öğrenmesi gerekiyor.

BIRAKIN DÖKSÜN YETER Kİ ÖĞRENSİN!

ÇOCUĞUN eğer kendi sosyal ortamı yoksa, mesela apartman çocuklarında arkadaş ve oyun yoktur; klip sendromu dediğimiz durum daha sık görülür. Eğer anne ve baba çalışıyorsa, çocuk hep belli kişileri görüyorsa sosyal becerileri öğrenemiyor. Çocuk eline bir bardağı alır ve dökerse, yaramazlık yapıyor deriz; aslında o anda o çocuğun yer çekimine karşı beynindeki denge merkezi, koordinasyonu gelişiyor. Beyin bunu yaparsa onunla ilgili yollar oluşturuyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.