Kimsesizlere İş Bulan İmam Hatip Emin Kır'ın Gayreti Takdire Şayan

Eyüpsultan'daki Hazreti Kaab Camii İmam Hatibi Emin Kır, yardım eli uzattığı sokakta yaşayan kimsesizleri adeta "İŞKUR" gibi çalışarak meslek sahibi yapıyor.

Balat'ın surlarının arkasındaki camide 16 yıldır imamlık yapan Kır, görev yaptığı caminin kapısını sokaktaki evsizlere açtı. Kır, kimsesizlerin ihtiyaçlarını karşılıyor, dertleriyle dertlenip, onlara umut olmaya çalışıyor.

Kır, evsizler için caminin yanındaki alana önce bir banyo, sonra sıcak yatak imkanı sunduğu yaşam merkezi ve çay eşliğinde unutulmaz sohbetler için de oda yaptırdı. Bununla da yetinmeyen Kır, kimsesizlerin bitkilerle vakit geçirmesi için sera kurdu.

Emin Kır, gönüllerine değdiği birçok insanı sahibi, bazılarını da hayırseverler aracılığıyla emekli yaparak yeniden hayata kazandırıyor.

AA muhabirine açıklamada bulunan Kır, 2006'da göreve başladıktan sonra camiden eve giderken yolda gençlerin, önünü kestiğini ve kendisinden çorba parası istediğini söyledi.

Birkaç kez kendisinden para isteyenlere yardım ettiğini belirten Kır, "Ardından onlar için bir şeyler yapmaya karar verdim. Bu insanlar için çorba, çay yapmaya başladım. Bu fikrimi de onlarla paylaştığımda bunu kabul ettiler. İyilik hareketimiz öyle başladı." diye konuştu.

Kır, ardından iyilik hareketinin her geçen gün büyüdüğünü anlatarak, şöyle devam etti:

"Caminin önüne gelen adamların üstü başı pis içindeydi. Onlar için banyo yaptım ve temizlenmelerini sağladım. Gelenlere sabunundan havlusuna, diş fırçasına, iç çamaşırına kadar veriyoruz. İnsanlar böylece temizlenmiş oluyor, temizlendikten sonra da insanın ruhu rahatlıyor. Buraya gelen insanlar rahat uyusun diye bir misafirhane de yaptık. Biz burada bütün insanlara dokunuyoruz, kötüsüne de iyisine de dokunuyorsun. Buraya gelen insanları ilk önce rehabilite ediyoruz. Burada kalmak istiyorlarsa kurallarımızdan bahsediyoruz. 'Bu kuralları kabul ediyorsanız size iş imkanı sağlayabiliriz' diyoruz. Kefil olup iş imkanı sağlıyoruz. Bir ay misafir olarak kalıyorlar, ardından ev tutup gidiyorlar. Serayı da kafalarının dağılması için kurdum. Bir insana yemek verebilirsin, banyo yaptırabilsin ama sonra ne yapacak... Beyni odaklandığı yerden çıkarmak için, ona bir şeyler göstermen lazım. Caminin etrafına bu nedenle yine vatandaşların tavsiyesiyle sera kurdum."

- "Buraya her dinden insan geliyor"

Kır, kendisine birçok vatandaş ve sivil toplum kuruluşunun da yardımcı olduğunu aktararak, "Bu işler el birliğiyle yapılan işler. Herkesin katkısı oluyor." dedi.

İnsanlara dokunduğu için kendini şanslı gördüğünü vurgulayan Kır, şunları kaydetti:

"Bir insanı hayata kazandırdığım zaman dünyanın en mutlu insanı ben oluyorum. Bunu size tarif edemem. Bu insanlara ön yargısız bakalım. Buraya her dinden insan geliyor. Ben önce insan diyorum. Onun kaşına, gözüne, rengine bakmıyorum. Eyüpsultan'dan insan topluyorum. Caminin arkasında yatan arkadaşlara 'gidin bu arkadaşı alın getirin' diyorum. O insanları buraya getirip rahatladıktan sonra derdini dinliyoruz. Bizim en büyük sorunumuz kimseyi dinlememek, hep kendimiz konuşuyoruz. Eğer karşımızdaki insanı dinlesek sorununun yüzde 50'sini çözmüş durumdayız."

- "Yaklaşık 150-200 arasında kişiye iş bulduk"

Gelenlerin bazılarında çalışma azmi olmadığına dikkati çeken Kır, "Emrah isminde bir arkadaş da öyleydi. Şu anda Mecidiyeköy'de kadın kuaföründe çalışıyor. Caminin önünde gelen gidene sataşıyordu. Bir arkadaşımız daha vardı. Şimdi haftanın 6 günü çalışıp 1 günü buraya geliyor. Bana 'hocam benim yapabileceğim bir şey var mı' diye soruyor. Yine elektrik işlerinden anlayan bir arkadaşımızı hayırsever yardımıyla emekli ettik. Şimdi Eyüpsultan Müftülüğü bünyesinde gönüllü olarak elektrik işlerini yapıyor. Bugüne kadar yaklaşık 150-200 arasında kişiye iş bulduk. Bu insanların evini bulması ve hayata tutunması için elimizden geleni yapıyoruz. Benim elimden 'tut' diyen insanları iş sahibi yapıyoruz. Görevimizi İŞKUR gibi yapıyor, İŞKUR gibi iş araştırıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Kur'an kurslarında gönüllü olarak elektrik işlerine bakıyorum"

İmam Kır'ın önce emekli edip ardından iş bulduğu Nihat Ulusoy ise elektrik teknisyeni olduğunu, bazı sıkıntılardan dolayı okuluna devam edemediğini dile getirdi.

Ulusoy, annesinin vefatı ve eşinden ayrılmasından dolayı bir dönem kendisini boşlukta bulduğunu anlatarak, bu dönemde imam Kır'la tanıştığını ifade etti.

Kır'ın hayatına dokunmasıyla yeniden düzenli bir hayata kavuştuğunu vurgulayan Ulusoy, "Hocamın sayesinde önce emekli oldum. Daha sonra Eyüpsultan Müftümüzün de kabul etmesiyle müftülüğe bağlı camilerde, Kur'an kurslarında gönüllü olarak elektrik işlerine bakıyorum. Bu iş bana büyük keyif, huzur veriyor. Yine kendi işimi yapmaya devam ediyorum. Mutluyum." diye konuştu.

- "Hocamızı iyi ki tanımışım"

56 yaşındaki Mehmet Aytaç da daha önce sokakta yaşadığını, sıkıntılar çektiğini, büyükşehir belediyesinin katkısıyla Emin Kır'a geldiğini belirtti.

Kır'ın çabalarıyla hayata tutunduğunu ve çalışmaya başladığını ifade eden Aytaç, şöyle konuştu:

"Hocamın yönlendirmesiyle Sosyal Güvenlik Kurumundan geldiler ve bizi de emekli ettiler. Ardından hocam bana benzin istasyonunda iş buldu ve orada çalışıyorum. Hocamızı iyi ki tanımışım. Geldiğimde rahatsızdım, beni tedavi ettirdiler. Hocamın çok büyük katkıları var. Şimdi bir ev tutacağım inşallah. Hayatıma devam etmeye çalışacağım."

İslam ve İhsan

İSLAM GÜZEL AHLAKTIR

İslam Güzel Ahlaktır

SIKINTI İÇİNDE BULUNAN BİRİNE YARDIM ETMEK İLE İLGİLİ HADİS

Sıkıntı İçinde Bulunan Birine Yardım Etmek İle İlgili Hadis

İSLAM'DA YARDIMLAŞMANIN FAZİLETİ

İslam'da Yardımlaşmanın Fazileti

İYİLİK VE TAKVADA YARDIMLAŞMAK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

İyilik ve Takvada Yardımlaşmak ile İlgili Ayet ve Hadisler

SIKINTIDAN KURTULMAK İÇİN OKUNACAK DUALAR

Sıkıntıdan Kurtulmak İçin Okunacak Dualar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.