Katil İsrail'in Gazze'ye Düzenlediği Saldırılarda Can Kaybı 15 Bin 523'e Yükseldi

Katil İsrail'in 7 Ekim'den bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nde öldürülenlerin sayısı 316 artarak 15 bin 523'e yükseldi.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, düzenlediği basın toplantısında, katil İsrail'in devam eden saldırılarına ilişkin bilgi verdi.

Kudra, katil İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 7 Ekim'den bu yana öldürülenlerin sayısının 15 bin 523'e yükseldiğini söyledi.

Filistinli yetkili, saldırılarda yaralananların sayısının ise 41 bin 316'ya çıktığını belirtti.

Katil İsrail güçleri, 1 Aralık'ta "insani ara"nın bitmesinin hemen ardından Gazze Şeridi’ne yönelik yeniden başlattığı saldırılarını sürdürüyor.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Gazze'de "insani ara"nın ardından katil İsrail'in saldırılarının yeniden başlamasıyla ilgili, katil İsrail'in uluslararası insancıl hukuka uymasının zorunlu olduğu mesajını verdi.

Borrell, X hesabından katil İsrail'in Gazze'deki saldırılarının yeniden başlaması ve sivil kayıpların artmasına ilişkin yaptığı açıklamada, "katil İsrail'in meşru müdafaa hakkını nasıl kullandığı önemli. Katil İsrail'in uluslararası insancıl hukuka ve savaş hukukuna saygı duyması zorunludur. Bu sadece ahlaki bir yükümlülük değil, aynı zamanda hukuki bir yükümlülüktür." ifadesini kullandı.

Macron, katil İsrail'in Hamas'ı yok etme hedefini sorguladı: Bunun mümkün olduğuna inanan var mı?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, katil İsrail'in "Hamas'ı yok etme hedefi"ni sorgulayarak bunun ikna edici olmadığı mesajını verdi.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Dubai kentindeki Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28'inci Taraflar Konferansı'na (COP28) katılan Macron, düzenlediği basın toplantısında "katil İsrail yönetiminin hedeflerini ve nihai amacını daha açık şekilde tanımlaması gereken dönemdeyiz. Hamas'ın tamamen yok edilmesinin mümkün olduğuna inanan kimse var mı? Eğer (hedef) böyleyse savaş 10 yıl sürer." dedi.

Netanyahu, Savunma Bakanı Gallant'ın kendisiyle ortak basın toplantısı yapmak istemediğini söyledi

Katil İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, aralarında soğuk rüzgarlar estiği söylenen Savunma Bakanı Yoav Gallant'a ortak basın toplantısı yapmayı önerdiğini, ancak Gallant'ın bunu reddettiğini belirtti.

Netanyahu, düzenlediği basın toplantısında, katil İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Saldırıları nedeniyle katil İsrail'e yönelik "uluslararası baskı olduğunu" ama buna rağmen hedeflerine ulaşmak için alan oluşturduklarını söyleyen Netanyahu, "Nihayetinde kararları biz veriyoruz ve nihai kararımız Hamas'ı yok etmek, rehinelerimizi iade ettirmek ve Gazze'de yeni bir terör kontrolünün olmamasını sağlamaktır." dedi.

Netanyahu, Savunma Bakanı Gallant'ın ayrı basın toplantısı düzenlemesine ilişkin soruya, "Savunma Bakanı'na bu akşam bir ortak basın toplantısı düzenlemeyi önerdim. Karar onun kararı." karşılığını verdi.

DSÖ: Derhal ateşkes

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, katil İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin, "Tanık olduğumuz durumla ilgili endişemizi ifade edecek kelime bulamıyorum, derhal ateşkes." ifadesini kullandı.

Ghebreyesus ayrıca, Gazze'de devam eden çatışma ve ağır bombardımana ilişkin haberlerin dehşet verici olduğunun altını çizdi.

Filistin Esir İşleri Heyeti: Katil İsrail, hapishaneleri diriler mezarlığına çevirdi

Filistin Esir İşleri Heyetinden yapılan yazılı açıklamada, Gazze saldırılarıyla eş zamanlı olarak katil İsrail'in, hapishanelerdeki Filistinlilere dönük baskı ve saldırılarını da artırdığı ifade edildi.

Hapishane yönetimlerinin, esirlere karşı işlenen bu baskı ve suçların açığa çıkmaması için ciddi bir karartma uyguladığı kaydedilen açıklamada, esirlerin yakınları ve avukatlarıyla görüştürülmediği ve dış dünyadan tamamen koparıldığı aktarıldı.

6 esir öldü

Hapishanelerdeki bölümlere her gün baskınlar düzenlendiği ve askerlerin Filistinlilere cop, silah, gaz ve plastik mermilerle saldırdığı ve darbettiği belirtilen açıklamada, bu saldırılarda esirlerin derin yaralar aldığı, el ve ayaklarının kırıldığı ifade edildi.

Açıklamada, katil İsrail askerlerinin, Filistinlileri kasıtlı olarak yaralamaya çalıştığı ve tedaviden mahrum bıraktığı, esirlerin doktor istemesi durumunda da "tedavi için hapishane dışına çıkmak isteyenler darbedilecek ve ölecek" cevabıyla karşılaştığı aktarıldı.

7 Ekim'den bu yana ağır işkence sonucu 6 esirin öldüğüne dikkati çekilen açıklamada, katil İsrail'in, hapishaneleri "diriler mezarlığına" çevirdiği ifade edildi.

Esirler cezalandırılıyor

Açıklamada ayrıca katil İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin maruz kaldığı cezalandırmalar şöyle sıralandı:

"Esirler soğuk odalarda ince battaniyeleri kullanmak zorunda bırakıldı. Soğuk girmesin diye pencereleri kartonla kapatmaya çalıştıkları her defasında ise odaları basıldı ve darbedildiler.

Yiyecekler az ve kötü. 4 kişiye yetecek yemek 12 kişiye verildi.

Esirler, sayıları son dönemde normalin 3 katı kadar arttığı ve yeterli yatak olmadığı için yerlerde uyudu.

Açık alana çıkmalarına izin verilmedi, soğuk suyla ve günde sadece 10 dakika duş alma hakkı tanındı.

Tüm elektrikli aletlerine, kişisel eşyalarına ve kıyafetlerine el konuldu."

Gazze'deki hükümet: Katil İsrail soykırım savaşını tırmandırıyor, gerçek bir insani felaketle karşı karşıyayız

Gazze'deki hükümete bağlı Medya Ofisinden katil İsrail'in devam eden saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Katil İsrail güçlerinin, yıkım gücü yüksek patlayıcılarla hiçbir uyarıda bulunmadan, tüm kentleri aynı anda şiddetli şekilde bombaladığı vurgulanan açıklamada, bununla mümkün olan en fazla can kaybının hedeflendiği kaydedildi.

Katil İsrail, Şucaiye Mahallesi'nde katliam gerçekleştirdi

Katil İsrail'in son 24 saatte Gazze Şeridi'nin tüm kentlerinde önceden herhangi bir uyarıda bulunmaksızın sivillerin yaşadığı evleri bombalayarak pek çok katliam gerçekleştirdiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Bunlar işgal güçlerinin Filistin halkı aleyhinde soykırım savaşı kapsamında gerçekleştirildi. Bu katliamların en korkuncu 50 bina ve konutun bombalandığı, geride yüzlerce şehit ve yaralı bırakan Şucaiyye katliamıydı."

"Gazze'deki 2,4 milyon insanı kurtarın"

Açıklamada, Gazze Şeridi'nin her düzeyde gerçek bir insani felaketle karşı karşıya olduğu vurgulanırken uluslararası toplum ile tüm kurum ve kuruluşlara da "2,4 milyon insanın kurtarılması" çağrısında bulunuldu.

Açıklamada ayrıca ABD'den katil İsrail güçlerinin çocuklara ve kadınlara karşı sürdürdüğü soykırım savaşını derhal durdurması istendi ve bu savaşın devam etmesinin, vahşi cinayetleri onaylamak ve yeşil ışık yakmak anlamına geldiği vurgulandı.

Filistin Sivil Savunma Birimi, dün yaptığı açıklamada, katil İsrail güçlerinin, Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi'ne düzenlediği saldırıda en az 300 kişinin enkaz altından ölü veya yaralı olarak çıkarıldığını bildirmişti.

Katil İsrail Gazze'ye her 10 dakikada en az bir hava bombardımanı gerçekleştirdi

Katil İsrail ordu sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre, katil İsrail güçleri, Gazze Şeridi içinde 10 bin noktaya hava saldırısı düzenledi. Katil İsrail'in Gazze'yi işgalinde görev alan kara birliklerinin de hava kuvvetlerinin hedef belirlemesinde koordinasyon görevi üstlendiği aktarıldı.

Katil İsrail güçleri, 24 Kasım-1 Aralık tarihlerindeki çatışmalara bir haftalık verilen "insani ara" dışında Gazze'ye aralıksız saldırı düzenledi. AA muhabirinin, İsrail ordusunun açıkladığı rakamlardan derlediği bilgilere göre, İsrail ordusu Gazze'ye saldırdığı 51 gün boyunca günde ortalama 196, her saatte 8,1 hava saldırısı düzenledi.

Katil İsrail güçleri, 1,7 milyon insanın yerinden edildiği, en az 10 bini kadın ve çocuk 15 bin 500'den fazla insanın öldürüldüğü Gazze Şeridi'ne her 10 dakikada 1,36 bombardıman gerçekleştirdi.

Katil İsrail'in Gazze'nin güneyindeki bir eve düzenlediği saldırıda 11 sivil öldü

Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan habere göre, katil İsrail güçleri, Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Refah kentindeki Beyna Mülteci Kampı'nda bir evi bombaladı.

Filistinli "El-Hems" ailesine ait eve düzenlenen hava saldırısında, ilk belirlemelere göre 11 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

Haberde ayrıca çok sayıda kişiye henüz ulaşılamadığı ifade edildi.

UNICEF: Gazze'nin güneyinde şu an savaşın en kötü bombardımanı yaşanıyor

UNICEF, Gazze'nin güneyinde şu an savaşın en kötü bombardımanının yaşandığını, çok büyük çocuk kayıplarının olduğunu bildirdi.

Katil İsrail'in Gazze'yi işgalinde son durum

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, katil İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.

Katil İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 310'dan fazlası asker olmak üzere 1200 katil İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu. Katil İsrail güçlerine göre, 7 Ekim’den bu yana Gazze'deki çatışmalarda 72, Lübnan sınırında da 6 katil İsrail askeri öldürüldü.

Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi’nde katil İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 6 bin 150'den fazlası çocuk ve 4 binden fazlası kadın olmak üzere 15 bin 523’e yükseldi.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim'den bu yana katil İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 254 Filistinli hayatını kaybetti.

Katil İsrail güçleri, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı.

Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı. Katil İsrail güçlerinin 8 Ekim'den bu yana Lübnan’ın güneyine yönelik saldırılarında 22 sivil hayatını kaybederken, Hizbullah ile sınırda girdiği çatışmalarda ise 89 Hizbullah mensubu öldü.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.