Zekat

Ölen Kimsenin Amel Defteri Kapanır mı?

Ölen kimsenin amel defteri kapanır mı? Öldükten sonra amel defterleri kapanmayan kimseler kimlerdir? İşte öldükten sonra bile sevabı kesilmeyen ameller.

İslam’ın Beş Temel Esası Vardır

İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allâh’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allâh’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca git

Malın Ne Kadarı İnfâk Edilmeli?

Servet, birçok defâ ifâde etmiş olduğumuz üzere, Allâh’ın kuluna verdiği bir emânettir. Şâyet zenginlik, ilâhî emirlere zıd bir sûrette kullanılırsa, insanları

Helâl Kazancın Aynası

Zekâtlar, mülkün Allâh’a ait olduğu idrak ve şuurunun bir ifâdesidir. Mü’min, Allâh’ın verdiği nîmetleri îtinâ ile kullanmalıdır. Zira bir gün mutlaka ondan dol

Acele Yapıldığında Methedilen İbadet

Hayırda yarışmak ve hayır işlerinde acele etmek, sayılı dünya günlerini değerlendirmenin en güzel yoludur.

Zamanında Verilen Sadakanın Sevabı

Her hayrı nîmet bilip hemen îfâ etmek gerekir. Sonraya tehir edilen hayr u hasenât için çeşitli engeller ortaya çıkabilir. Zîrâ hayırlı amelleri erteleyenler ha

Fakiri Doyurmanın Fazileti

Allah Teâlâ, “ebrâr”dan olan kullarını methederken, mallarını ihtiyaç sâhiplerine, güçsüz ve âciz kimselere vermek ve onların yardımına koşmakla vasıflandırmışt

Soygunu Önleyen Kumarbaz

Allâh için infâkın dünyevî fâidesinin, yaşanmış, ibret dolu ve müşahhas bir misâli!

En Kolay Sadakalar

İnfâk etmek, Cenâb-ı Hakk’ın pek çok esmâ-yı hüsnâsının bir tecellîsidir. Bu sebeple infâk etmeyi sevenler Allâh’ın ahlâkıyla ahlâklanma yolunda büyük mesâfe ka

Rükuda Zekat Veren Mü'min

Saadet Asrı Müslümanları iman, ihlâs, takva, ilim, cihat, infak, yolunda örnek nesil oldular. İşte Saadet Asrı'ndan müstesna bir infak örneği...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.