Fakiri Doyurmanın Fazileti

Allah Teâlâ, “ebrâr”dan olan kullarını methederken, mallarını ihtiyaç sâhiplerine, güçsüz ve âciz kimselere vermek ve onların yardımına koşmakla vasıflandırmıştır.

Allâh’a kulluk için yaratılan insanın en mühim bedenî ihtiyâcı gıdâdır. İnsanoğlu bu ihtiyâcını karşılayamadığı takdirde, hayâtiyetini sürdüremez, dolayısıyla var oluş gâyesi olan kulluğu da îfâ edemez. Bu sebeple açları doyurmak ve susuzlara su vermek, en hayâtî hizmetlerden biridir. Zâten İslâm âlimleri de; “İhsan ve ikrâmın en kıymetlisi, yemek yedirmektir. Zîrâ insanın maddî yapısı, yemek ile kâimdir ve hayat da yemek ile devâm eder.” demişlerdir.

Allah Teâlâ, “ebrâr”dan olan kullarını methederken, mallarını ihtiyaç sâhiplerine, güçsüz ve âciz kimselere vermek ve onların yardımına koşmakla vasıflandırmıştır.

Yâni bu ictimâî ibâdetlerde derin bir ilâhî sır mevcuttur. Kureyş Kavmi’ne nîmetlerini hatırlatan Allah Teâlâ:

“Onlar, kendilerini açken doyuran ve her çeşit korkudan emin kılan şu evin Rabbine kulluk etsinler.” (Kureyş, 3-4) buyurarak bunun ehemmiyetine işâret etmektedir.

Cenâb-ı Hak, mahlûkâtı yedirip içirdiğini, kendisinin ise böyle bir şeye ihtiyaç duymadığını bildirerek “doyurmak” fiilini kendisine izâfe etmiştir.[1] O hâlde insan açları doyurmak ve susuzlara su ikrâm etmek sûretiyle, hem büyük bir ecir almış, hem de ilâhî ahlâk ile ahlâklanmış olmaktadır.

Allah Teâlâ, kullarını bu ulvî haslete teşvik ederek kesilen kurbanlar hakkında şöyle buyurur:

“…Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin.” (el-Hac, 28)

“…Onlardan hem kendiniz yeyin, hem de ihtiyacını gizleyen ve gizlemeyen fakirlere yedirin.” (el-Hac, 36)

Bâzı şer’î cezâlar da fakirlerin doyrulmasına yönelik konulmuştur. Meselâ yemin kefâreti, on yoksulu;[2] zıhar kefâreti de altmış yoksulu doyurmaktır.[3] İhramlıyken av hayvanını öldüren kimse, cezâ olarak fakirleri doyurur,[4] oruç tutmaya güç yetiremeyen kimse de buna karşılık yine bir fakiri doyuracak kadar fidye verir.[5]

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur:

“Hastayı ziyâret edin, aç olanı doyurun, esiri kurtarın!” (Buhârî, Cihâd 171, Et’ime 1, Nikâh 71, Merdâ 4)

AÇLARI DOYURMANIN FAZİLETİ

Hâsılı, açları doyurmak fazîletli bir ameldir. Peygamber Efendimiz:

“Ey insanlar! Birbirinize selâm veriniz, yemek yediriniz, insanlar uyurken geceleyin namaz kılınız. Böyle yaparsanız selâmetle Cennete girersiniz.” buyurmuştur. (Tirmizî, Et`ime 45, Kıyâmet 42; İbn-i Mâce, İkâmet 174, Et`ime 1)

Yine Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- içinde yemek yenen ve misâfire ikrâm edilen evin, hayır, bolluk ve bereket içinde olacağını bildirmiştir. (İbn-i Mâce, Et’ime, 55)

Dipnotlar:

[1] Bkz. el-En’âm, 14. [2] Bkz. el-Mâide, 89. [3] Bkz. el-Mücâdele, 4. [4] Bkz. el-Mâide, 95. [5] Bkz. el-Bakara, 184.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZ FAKİRLERE NASIL DAVRANIRDI?

Peygamberimiz Fakirlere Nasıl Davranırdı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.