Sahabiler

Peygamberimizin Gençlere Verdiği Vazifeler

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem'e iman eden nice genç sahabi bir an düşünmeksizin İslam sancağını almış ve ötelere ulaştırmak için Peygamber Efe

Ölen Kimsenin Amel Defteri Kapanır mı?

Ölen kimsenin amel defteri kapanır mı? Öldükten sonra amel defterleri kapanmayan kimseler kimlerdir? İşte öldükten sonra bile sevabı kesilmeyen ameller.

Safvan İbni Assal (r.a.) Kimdir?

Safvân Bin Assâl (r.a.) Efendimiz’in; “ilim öğrencisi hoş gelmiş” iltifatına mazhar bir sahâbî! Mest üzerine meshetmek hadis-i şerifini rivayet eden bir ilim er

Sahabe Hanımları Eşlerini Nasıl Karşılardı?

Allah Resûlü nâzil olan âyet-i kerîmeleri hemen, önce erkek sonra da kadın sahâbîlere okurdu. Müslümanlar da gelen vahyi ezberler, bir kısmı da yazarak yanların

Ebu Dahdâh (r.a.) Kimdir?

Ebu Dahdâh (r.a.) Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’e altıyüz hurma ağacı bulunan bahçesini bağışlayan bir infak eri. İslâmî konuları öğrenmek hususunda gayretli ve

Haris İbni Asım El-eş’ari (r.a.) Kimdir?

Peygamber Efendimiz’in duâsını almış, “Temizlik imanın yarısıdır…”  diye başlayan meşhur hadisin ravisi, Uhud gazisi Hâris İbni Âsım el-Eş’arî’nin (r.a.) hayatı

Peygamberimizin Etkili Eğitimi

Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) ashab-ı kirama söyleyerek yaptıramadığını bizzat uygulayarak yaptırması, en etkili eğitim yöntemini bize göstermiş oluyor. Yapma

Hac Yapmaktan Vazgeçiren Yolculuk

Tâbiîn neslinin hadis âlimlerinden olan Abdullah bin Mübârek Hazretleri dostlarıyla birlikte çıktığı hac yolculuğuna, yolda karşılaştığı bir hadise üzerine son

Bir Sahabinin Hidayet Hikayesi

Meşhur Hatem-i Tai'nin kızı Seffane ve oğlu Adiyy bin Hatem'in İslam ile şereflenmesi ve Peygamber Efendimiz'in vefatından sonra gerçekleşen üç haberi...

Sahabeyi Namazda Bayıltan Hal

Allâh'ın Resûlü’nün has talebeleri olan ashâbın mâruz kaldığı büyük mahrûmiyetlere ve onların bu meşakkatler karşısında sergilediği destansı sabır ve metânete n

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.