Hadisleri

Sünnet ve Hadis Üzerindeki Asılsız İddialar

Ebubekir Sifil modernistlerin sünnet ve hadis üzerindeki asılsız iddialarını anlatıyor.

Yaptığı Hayrı Duyuranın Başına Gelenler

"Azîz ve celîl olan Allah'ın hoşnutluğunu kazanmaya yarayan bir ilmi, sırf dünyalık elde etmek için öğrenen kimse, kıyamet günü cennetin kokusunu bile alamaz."(

Ma'akıl İbni Yesâr Radıyallahu Anh'ın Hayatı

Ma’kıl ibni Yesar radıyallahu anh Hudeybiye’den önce İslâm’la şereflenen bir sahabi!...

Ayakta Su İçmenin Zararları

Ayakta su içmekle ilgili tesbit edilen bazı zararları ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ayata su içmekle ilgili hadis-i şeriflerini sizler i

Peygamberimiz'in Öğrettiği Her Namazdan Sonra Okunacak Duâ

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in Muaz Bin Cebel -radıyallâhu anh- Efendimiz'e öğrettiği her namazdan sonra ok

Peygamber Efendimiz'in 24 Saati

Kur’ân ahlâkına sahip bulunan Peygamber Efendimiz’in günlük hayatı ve ömrünü değerlendirişi, bu âyetlerin tatbikatı şeklindedir. O’nun hayatında; faydasız bir m

Peygamber Efendimiz’in Borç Konusundaki Hassasiyeti

Allah Resûlü, borçların ödenmesi konusunda çok hassas davranmaktaydı. Bir cenaze hazır olduğunda namaz kıldırmadan önce onun borcu olup olmadığını, eğer varsa k

Haksız Yere İnsan Öldürmek Hakkında Âyet-i Kerime

Kur’ân-ı Kerîm bir insanın haksız yere öldürülmesinin ne kadar büyük bir cinâyet olduğunu ve bir insanı ölümden kurtarmanın ne kadar hayırlı bir amel olduğunu ş

Peygamber Efendimiz'in Allah Teâlâ'dan Öğrendiği Üç İlim!

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Cenâb-ı Hak’tan üç türlü ilim telakkî etmiştir...

"ölmeden Önce Ölmek" Ne Anlama Geliyor?

Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan'ın Altınoluk Dergisi'nin Ocak sayısında yayımlanan "Yolcu Bedeniyle Dünyada, Kalbiyle Ukbadadır" başlıklı yazısı...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.