Osmanlı Tarihi

Hızır Reis'in Vekili İspanya Kralına Haddini Bildirdi

Barbaros Hayrettin Paşa namıyla bilinen Hızır Reis'in Cezayir'de vekil olarak bıraktığı Hasan Ağa, kendisini küçümseyen İspanya Kralını mağlubiyete uğrattı.

Hızır Reis'in Saldırılar Karşısındaki İbretlik Vakârı

Osmanlı'nın en meşhur kaptanı olan Barbaros Hayrettin Paşa namıyla bilinen Hızır Reis, İspanya'nın düzenlediği saldırılar karşısındaki vakur duruşu ve teslimiye

"yaptığın İslam'a Sığar Mı?"

Osmanlı döneminde 'Kaptan-ı Derya' namıyla bilinen Barbaros Hayrettin Paşa, düşmanla işbirliği yapıp kendisine isyan eden bir beyine "Dün­yayı başına dar etmek

Hristiyanlara Esir Düşen Kaptanın Kerâmeti

Osmanlı donanmasına önemli hizmetlerde bulunan Oruç Reis, Hristiyanlara esir düştüğü sırada Peygamberimizden istediği himmet cevapsız kalmadı.

1 Deniz Gazvesi 10 Kara Gazvesine Bedel!

Peygamberimizin "Bir deniz gazvesi, on kara gazvesine bedel" diyerek taltif ettiği deniz cihadının, İslam'ın inkîşafındaki rolü ve önemi nedir?

Mecelle Nasıl Ortaya Çıktı?

Osmanlı'nın son dönemdeki en büyük alimlerinden olan Ahmet Cevdet Paşa'nın reisliğindeki komisyon tarafından oluşturulan Osmanlı'nın anayasası Mecelle, nasıl or

Şeyhülislâm'ın İbret Dolu Vasiyeti

Osmanlı'nın en meşhur Şeyhülislamlarından biri olan Kemal Paşazâde'nin vasiyeti, onun mütevaziliğini ortaya çıkartıyor.

Şah İsmail'in Oyununu Çözen Şeyhülislam

Osmanlı'nın en meşhur Şeyhülislamlarından olan Kemâl Paşazâde, Şah İsmail'in İslam dünyası üzerindeki oyununu çözmüş ve Yavuz Sultan Selim'i İran seferine hazır

İstanbul'un Fethinden Çıkarılacak Dersler!

Yine bir Fetih ayına ulaştık. Varlığımızı çepeçevre kuşatan İstanbul’un diri ruhu varlığımıza derin manalar katıyor ve gönendiriyor.

Caminin Kapısı Neden Pencerelerinden Daha Küçük

İstanbul –Topkapı’da bulunan Gazi Ahmet Paşa Camii'nin kapısı, pencerelerinden küçük olmasıyla dikkat çekiyor. Peki bunun nedeni nedir?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.