MERHAMET

İsârın En Güzel Târifi

Bütün mahlûkâtın cömertliği, Allah Teâlâʼnın cömertliğinden bir tecellî kırıntısıdır. Kulunun azıcık cömertliğine çok daha fazlasıyla karşılık vermek, Allah Teâ

İhtiyaç Sahiplerine 'can Suyu' Oluyorlar

Türk Kızılayı tarafından Erzincan'da üretilen maden suyu, ülkedeki ihtiyaç sahiplerine adeta "can suyu" oluyor.

Üniversite Öğrencilerinden Ekmek Yardımı

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde, üniversite öğrencilerinin desteğiyle, ihtiyaç sahipleri için "Askıda Ekmek Var" projesi hayata geçirildi. 

Ürdün'deki Suriyeli Muhacirler Nasıl Yaşıyor?

Ülkelerindeki iç savaş sebebiyle Ürdün'e kaçmak zorunda kalan Suriyeli sığınmacılar, uluslararası toplumun umursamaz tavrı, yardım kuruluşlarının ilgisizliği ve

Suriyeli Çocuğun Hayali

Suriye'nin Hama kentinde rejim güçlerinin saldırısında evleri isabet alan ve bu sırada iki bacağını yitiren 7 yaşındaki Abdulhalim Jonaidi, protez bacakla yenid

Allâhʼın Dostluğuna Ulaşmanın En Güzel Vesîlesi

Dostluk ve muhabbet, müştereklikten kaynaklanır. Gönlü cemâlî esmâ akışlarına mecrâ kılabilmek, Allâh’ın muhabbet ve dostluğuna vesîle olan en güzel müştereklik

'allah' Diyen Kalp Merhametsiz Olamaz!

Îmânın en büyük meyvesi merhamet, onun neticesi ise “hizmet”tir. Merhamet etmek/acıyabilmek, Allâh’ın büyük bir lûtfudur. Zira yalnızca acıyabilen insan için, k

"sen Onları Simâlarından Tanırsın"

Susuzluktan çatlamış bir toprağın bereketli yağmurlara hasret duyması gibi toplumumuzda hizmet ve alâkaya en fazla muhtaç kesimlerin başında; bir kanadı kırık o

Köpeklere Merhamet Allah'a Ulaşmaya Vesile

Hayvanlara muhabbetle ve saygı ile bakmak ve hizmet etmek ilâhî inâyete erişmeye bir vesîledir. Bu anlamda Hâ­lık’tan ötü­rü mah­lû­kâ­ta, yi­ne O’nun mu­hab­be

Bir Şehir İki Vatan: Kilis

5 yıldır süren iç savaş yüzünden 2,7 milyon Suriyeli Türkiye'ye kaçtı. Türkiye'nin hemen hemen bütün şehirleri Suriyelilerle tanıştı. Ama bir kentin durumu daha

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.