Kur'an ve Tefsir

Maide Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 79. ayetinde ne anlatılıyor? Mâide suresinin 79. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Maide Suresinin 74. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 74. ayetinde ne anlatılıyor? Mâide suresinin 74. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Maide Suresinin 67. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 67. ayetinde ne anlatılıyor? Allah elçisinin vahyi olduğu gibi aktardığını bildiren âyet; Mâide suresinin 67. ayetinin meali ve tefsirini yazımı

Maide Suresinin 58. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 58. ayetinde ne anlatılıyor? Namazı eğlence ve oyun edinen akılsızlara değinen âyet; Mâide suresinin 58. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda o

Maide Suresinin 55. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 55. ayetinde ne anlatılıyor? Müminlerin gerçek dostlarının kimler olduğunu bildiren âyet; Mâide suresinin 55. ayetinin meali ve tefsirini yazımı

Maide Suresinin 50. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 50. ayetinde ne anlatılıyor? İnanan bir toplum için Allah’ın buyruğu ve hükmünden daha güzelinin olmadığını bildiren âyet; Mâide suresinin 50. a

Maide Suresinin 42. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 42. ayetinde ne anlatılıyor? Yahudiler arasında hüküm verirken de adaleti gözetmeyi emreden âyet; Mâide suresinin 42. ayetinin meali ve tefsirin

Maide Suresinin 40. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 40. ayetinde ne anlatılıyor? Her şeyin gerçek sahibinin kim olduğunu bildiren âyet; Mâide suresinin 40. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda ok

Maide Suresinin 36. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 36. ayetinde ne anlatılıyor? Kafirlerin fidyesinin kabul edilmeyeceğini bildiren âyet; Mâide suresinin 36. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda

Maide Suresinin 27-28. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 27-28 ayetlerinde ne anlatılıyor? Kıskançlığın acı sonunu bildiren âyet; Mâide suresinin 27-28. ayetlerinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabi

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.