İbadet Hayatımız

İnsanın Gafletine Karşı İki Nasihatçi

Nefsinin esiri olmuş gâfil bir insan, fânîliği kabullenmek istemez, fânîliğe isyan hâlinde olur. Bu sebeple ölüm hakîkatinden kaçar. Yaratılmış bütün varlıklard

İlim Öğrenmenin Fazileti İle İlgili Hadisler

İlim öğrenmenin fazileti ile ilgili hadisleri sizler için derledik. 

Hadislere Saygı Gösteren Örnek Şahsiyetler

Hadîs-i şerifler ve onların rivayeti hususunda tavırlarını gördüğümüz İslam büyükleri, Peygamber Efendimiz'in "nesillerin en hayırlısı" diye övdüğü ashab, tabiî

Her Salavat Bir Vesile

Nebiyy-i Muhterem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼe salât ü selâm getirmek, mü’minler için ilâhî bir emirdir. Ve her salavât-ı şerîfe, bizi O Gönüller S

Manevi Yola Girenlerde Ne Aranır?

Mânevî yola talip olanlarda evvelâ; dürüstlük, tevâzû, engin gönül, mülâye­met, geçimlilik, ihlâs ve istikâmet aranır. İkinci olarak da; gayret, samîmiyet, fe­d

Dininizin Ortadan Kalkmasının Dört Sebebi

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri buyurur: “Sizin dîninizin ortadan kalkmasının dört sebebi vardır: Birincisi: Bildiklerinizle amel etmemenizdir. İkincisi: Bilmedik

Amellerin Kıymeti Neye Bağlıdır?

Amellerin kıymete neye bağlıdır? Ne yaparsak amellerimiz daha kıymetli hale gelir? Hadis-i şeriflerde bunun için ne buyruluyor? İnsanlara ve Rabbimize karşı ame

Aşure Gününün Fazileti

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Muharrem ayı ve âşûre gününün faziletinden bahsediyor...

Bakan Körler Gören Gözler

Hayatta her şeye nefsâniyet penceresinden bakmaya karar verip kendini o yönde şartlandıranlar Rahmânî sadâlara sağır, rûhânî vitrinlere âmâ kesilirler.

Aşûre Orucunun Fıkhî Hükmü

Aşûre günü oruç tutulmaya başlanma hadisesine dâir Efendimiz -sallâllahu aleyhi ve sellem-'in hadis-i şerifleri ve Aşûre orucunun fıkhî hükmüne binaen Merhum Sa

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.