HAYATIMIZ

Amelleri Makbul Kılan Şey

Amelleri makbul kılan şey onların kemiyetinden ziyâde keyfiyetidir. Yani çokluğundan ziyâde, ne kadar ihlâs, huşû, edep, hürmet ve tâzîm ile îfâ edildiğidir.

Allah'ı Tercih Eden Mü'minin Farkı

Gerçek bir müʼmin; “amelimin ecri kaybolmasın” düşüncesiyle, fânî iltifatlara dahî muhatap olmaktan sakınan kimsedir. Bütün insanların övgüsüne nâil olsa bile,

Peygamberimizin Hakkımızda Çok Korktuğu Şey!

Peygamber Efendimiz'in hakkınızda Deccâl’den daha çok korktuğum şey gizli şirktir. "Meselâ namaza duran birini düşünün. Bu kimse, bir başkası tarafından gözetle

Mü'minin İzzeti Neydedir?

“…Mü’minin izzeti, insanlardan müstağnî kalmasındadır!»” (Hâkim, IV, 360-361/7921) Hakkʼa yakınlığın en mühim adımları; insanların elindeki imkânlara tamah etme

Kur’an’ın Hayatımızdaki Yeri ve Önemi

“Kitap” insanın dünya hayatındaki macerasını yönlendirmek üzere Yaratıcı'dan insana gönderilen yol işaretlerinin derlendiği Rabbani kılavuzun adıdır. Vahiy mecm

Kışın Köy Halkını Kaynaştıran Oyun

Bolu'nun Mudurnu ilçesinde, asırlardır sürdürülen "Birikme Geceleri" geleneğinde oynanan çeşitli oyunlar, sıcak bir ortam oluşturmasının yanı sıra birbirine uza

Bu Yarışın Kazananı Kim Olacak?

İnsanoğluna sayılı günler hâlinde lutfedilmiş olan hayat nîmeti, ilâhî bir imtihan vesîlesidir. Akıllı insan, bu kıymetli ve mahdut imkânı en güzel şekilde ve d

Kula En Büyük Engel Kendi Nefsidir

Tasavvuf, nefsâniyeti bertaraf etme yoludur. Çünkü nefsâniyet, her zaman ve her yerde kulun karşısına çıkar. Onu Hak yolundan alıkoymak için türlü tuzaklar kura

Sırat-ı Müstakim Ne Demektir?

Kur’ân-ı Kerîm’de sık sık tekrar edilen “sırât-ı müstakîm” tabiri her türlü yanlışlık ve aşırılıklardan uzak, doğru, dengeli ve orta bir yol olarak takdim edilm

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.