Cemiyet Hayatımız

Peygamberimizin Öğrettiği Davranış Edepleri

Peygamber Efendimiz bize Müslümanca yaşamayı öğretti. Otururken, kalkarken, yerken, içerken, konuşurken, gülerken bizi başkalarından ayıran bir hayat tarzından

Fala Da Falcıya Da İnanma!

Tarihin en eski dönemlerinden itibaren insanlar falcılara, kâhinlere, büyücü ve sihirbazlara başvurmuşlar; kimi krallar kâhinlerle çalışmış, saltanatlarını onla

Zenginlik mi Yoksa Fakirlik mi Üstündür?

“Zenginlik mi yoksa fakirlik mi üstündür?” sorusuna; zühd ve takvâsıyla meşhur olan İmam Ahmed bin Hanbel’in verdiği cevap.

Allah’ın Sıkı Tutulmasını Emrettiği Bağ

Bugün Türkiye geneli camilerde okunacak Cuma hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınladı. Bugünkü hutbenin konusu Allah'ın sıkı tutulmasını emrettiği

Müslüman Rızık Endişesi Taşımalı mı?

Kanaat, Allâh’ın takdir ettiğine râzı olmak, kifâyet miktarıyla yetinmek, yâni ihtiyaçları asgarî ölçüde karşılayabilecek maddî imkânlarla iktifâ etmek ve başka

En Karlı Yatırım Nedir?

En kârlı alışverişin, cömertlerin en cömerdi olan Allah Teâlâ ile yapılabileceğini, aslâ unutmamak gerekir. Zira hiçbir beşer, Cenâb-ı Hakk’ın vereceği karşılığ

Asr-ı Saâdette Bayram Nasıl Olurdu?

Ramazân-ı şerifler; kulluk hayatımızdaki nâdanlıkları, gafletleri, tefekkürden uzak geçen zamanları, durgunlukları, ihmalleri, zaafları silip süpüren; insanın m

Yalancı Bayram Kampanyası İndirimlerine Dikkat!

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, tüketicileri, Ramazan Bayramı öncesinde "bayram kampanyası" adı altına yapılan "yalancı" indirimlere dikkat etme

Hayırdan Mahrum Kalan Kimse

Hayatın fırtınaları karşısında ümmet-i Muhammed’e yakışan, Peygamber Efendimiz ve Hak dostları gibi “gül tabiatlı” olabilmektir.

Yanlışa Düşmekten Koruyan Huy

Hüsn-i zan; güzel düşünmek, iyi şeyler temennî etmek, menfî düşüncelerden ve sû-i zandan, yâni kötü düşüncelerden uzak kalabilmektir. Müslümanlar birbirlerine k

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.